Yatırım Koçu

BORSA EĞİTİMİ

FOREX EĞİTİMİ

TEKNİK ANALİZ EĞİTİMİ

İKİLİ OPSİYON EĞİTİMİ

TEMEL ANALİZ EĞİTİMİ

VOB EĞİTİMİ

www.yatirimkocu.com

borsa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
borsa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2012 MB FAİZ KARARLARI

Aşağıda ki tabloda Merkez Bankasının 2012 yılı boyunca almış olduğu kararları göreceksiniz.

O Ş M N M H T A E E K BEKLENTİ
Repo İhale  5,75 5,75 5,75 5,75 5,75 5,75 5,75 5,75 5,75 5,75 5,75  5,5
MB B.F. 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5
MB B.V.F. 12,5 11,5 11,5 11,5 11,5 11,5 11,5 11,5 10 9,5 9 8,5
A.P.İ.F. 12 11 11 11 11 11 11 11 9,5 9 8,5 8
G.MB B.F. 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
G MB B.V.F 15,5 14,5 14,5 14,5 14,5 14,5 14,5 14,5 13 12,5 12 11,5

DAX 1 günde 2.000$ kar %50


10.12.2012 tarihli saat 15:30 DAX alış pozisyonumuzla yatırımcı arkadaşlarımız 4.785,38$ yatırdıkları pozisyondan 2.732,94$ kazandılar. 1 günde kazanılan para, ve kazanmaya devam...

Forex eğitimleri için İLETİŞİM formunu doldurun

KÜRESEL EKONOMİ

KÜRESEL EKONOMİ
Dünya ekonomisi ile ilgili son dönemde olumlu ve olumsuz haber ve gelişmelerin artmakta olduğu görülüyor. Bu gelişmelere nasıl baktığınıza bağlı olarak, ilerisi için iyimser veya kötümser olmak mümkün.
Öncelikle olumsuz gelişmeleri sıralarsak: 
1- Önce İMF, sonrasında da OECD Dünya büyüme hızı projeksiyonlarını düşürdü. Bu sene %0.4 oranında daralması beklenen AB’nin 2013’de de eksi büyüme göstermesi bekleniyor (%-0.1). Keza, ABD ve özellikle Japonya’nın büyüme hızlarında da önümüzdeki sene azalma söz konusu (sırasıyla %2.0 ve %0.7). Neticede, 2013’de OECD ülkelerinin tamamında ortalama büyüme hızının sadece %1.4 olması öngörülüyor. 2- Çin’in büyümesi de hız kaybetmeye devam ediyor. 3. çeyrek büyüme hızı %7.4 ve tüm sene tahmini %7.8. Çin bu kadar düşük bir büyüme hızını en son 1999 senesinde yaşamıştı. Her ne kadar Çin Dünya ekonomisinin bir lokomotifi olmaktan daha çok mal tedarik eden bir yük vagonu gibiyse de, büyüme hızının düşmesi ihracat pazarlarının daralmaya devam ettiğini göstermesi açısından önemli.
3- Dünya ekonomilerinin büyüme hızı düşerken, petrol fiyatları, çok büyük ölçüde politik nedenlerle, aşırı yüksek seyretmeye devam ediyor. Bu durum küresel ekonomik canlanma üzerinde önemli bir handikap.
 4- ABD’nin “mali uçurum” probleminin çözümü konusunda henüz net bir somut gelişme ortada yok. Eğer herhangi bir müsbet adım atılmazsa, otomatik olarak devreye girecek olan vergi kesintilerinin ve bazı kamu harcamalarının iptali nedeniyle toparlanma sürecinde olan ABD ekonomisinin yeniden bir resesyona sürüklenmesi ihtimali var.
 5- Halen işsizlik oranları 2008 krizi öncesine göre oldukça yüksek seviyelerde. ABD’de kriz öncesinde %4.6 olan işsizlik oranının 2012 sonunda %8 olması bekleniyor. Avrupa bölgesi’nde ise durum çok daha kötü. Bu sene %11.1 olan işsizliğin 2014 yılına kadar daha da artarak %12’ye ulaşması bekleniyor.
6- Avrupa bankacılığının zayıf durumu sürüyor. Birliğin ortak bir bankacılık denetleme otoritesi kurmasının (beklendiği gibi) oldukça sancılı bir süreç olacağı görünüyor. Özellikle ekonomisinde finans sektörünün önemli bir ağırlığı olan ve bu konudaki rekabetçi konumunu kaybetmek istemeyen İngiltere’nin pek çok noktaya muhalif olması olasılığı yüksek. Öte yandan, yapılan son çalışmalar Avrupa bankalarının %5 olarak tesbit edilen basit sermaye oranı’na ulaşabilmeleri için bile 400 milyar euroluk bir sermaye enjeksiyonu gerektiğini ortaya koymakta. 
Bu olumsuz gelişmelere karşı bir dizi olumlu gelişmeyi sıralamak da mümkün:
1- ABD ekonomisinin 2 en önemli probleminde kayda değer müsbet gelişmeler söz konusu. Krizin çıkış noktası olan konut sektöründe gittikçe belirginleşmeye başlayan bir düzelme var. “Mortgage” borçlulukları azalırken ev fiyatları da son 6 aydır yükselme eğilimi içerisinde. Kriz başında %100’e ulaşmış bulunan hanehalkı borçluluk oranları da %80’e gerilemiş durumda.
 2- Her ne kadar Avrupa’nın toparlanması tahmin edilenden daha uzun bir süre alacaksa da, bugüne kadar alınan tedbirler sayesinde herhangi bir felaket senaryosu riski ortadan kalkmış durumda. Öte yandan, artık Almanya bile kriz sırasında mali istikrara fazla ağırlık verilmiş olmasının büyümeyi sekteye uğratan bir hata olduğunu kabul ediyor. Güney ülkeleri ise maliye politikalarında öngörülen hedeflerin gerçekleşme takvimini uzatmalarının (yani, maliye politikasında göreceli esneklik sağlamalarının) ancak AB’de gerçek anlamda “mali birlik”in oluşturulmasıyla mümkün olabileceğini kavramış durumdalar.
 3- Yüksek işgücü maliyetleri nedeniyle rekabetçiliklerini kaybetmiş olan AB ülkelerinde işgücü maliyetlerinin hızla gerilediği görülmekte. (Ör: 2009’da 155 endeks değeri olan Yunanistan’ın işgücü maliyetlerinin 2014’te 123’e gerilemesi bekleniyor.) Bu duruma paralel olarak, son dönemde bu ülkelerin ihracat performansında bir stabilizasyon, hatta bazılarında bir miktar artış bile gözlemlenmekte.
 4- Petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi gerçekten de olumsuz bir tablo. Ancak, daha uzun vadeli projeksiyonlar yapıldığında genelde enerji, özelde de petrol fiyatlarının gerileme olasılığının yüksek olduğu görülüyor. 2020 yılına kadar Irak petrol üretiminin Suudi Arabistan’a yaklaşması ve ABD’nin ise yeni bulduğu “kaya gazı” yatakları sayesinde enerji bakımından kendi kendine yeter bir ülke konumuna gelmesi bekleniyor. Bu arz taraflı gelişmeler karşısında orta vadede petrol fiyatlarının bugünkü yüksek düzeylerini koruması imkansız gibi.
 5- Atlantik’in iki yakasında da ister miktarsal genişleme (QE), ister uzun vadeli refinansman imkanı (LTRO) olarak adlandırılsın, ekonomik şartlar tam iyileşme gösterene kadar merkez bankalarının ultra gevşek para politikalarına devam edecekleri görülüyor. Her ne kadar bugüne kadar beklendiği ölçüde bir ivmelenme yaratmamış olsa da, düşük faiz ortamının daha uzun bir süre devam ettirilecek olmasının bir noktada yatırım ve tüketim harcamalarının artışını sağlaması bekleniyor. Görüldüğü gibi, neresinden baktığınıza bağlı olarak bugün bardağı dolu veya boş olarak görmek mümkün. Şahsen, önümüzdeki dönemlerde giderek olumlu gelişmelerin daha ağır basacağını düşünüyorum. Ancak, Dünya ekonomisinin kriz öncesi 2004-2007 yılları arasında olduğu gibi ortalamada %5 oranında bir büyüme yakalamasını beklemek de büyük bir naiflik olur. Her şey düzelse bile, %3’lerin üzerinde bir büyüme hızını görmek için bile daha çok uzun bir zaman var.

DAX satışta 266$ kar


ZOREN HİSSE


Zorlu Enerji düşük alım satım aktivitesi nedeniyle tahminimizin altında satış geliri kaydetti. 1Ç12’de faaliyetlerine başlayan ve 3Ç12 başında tamamen faaliyette olan 170 MWe kurulu kapasiteli Tereshkovo doğalgaz santrali yıllık bazda üretim hacmini destekledi.
FAVÖK 9 milyon TL, tahminimizin 1,4 milyon TL altında, yıllık bazda %39 düşüş
FAVÖK yüksek doğalgaz fiyatlarının iki taraflı anlaşmalara yansıması ve faaliyet giderinin bir önceki yıla göre %27 yükselişle 17,6 milyon TL olması nedeniyle tahminimizin altında kaldı. Faaliyet giderindeki artışın bir kısmı Tereshkovo santraliyle ilişkilendirilebilir.
Şirketin net kârı döviz bazlı kaldıraç nedeniyle 46 milyon TL finansal gider kaydetmesinin olumsuz etkisi ile tahminlerin altında kaldı.
Diğer Zorlu Enerji’nin 3Ç12’de düzeltilmiş net borcu 2,7 milyar TL oldu. Zorlu’nun özsermayesi 3Ç12 itibarıyla –2 milyon TL oldu. Yıl içinde yapılan bedelli sermaye artırımı özsermayeyi kısmen destekledi. 2012 yılının 9 aylık verilerine göre net kar/özsermaye oranı yüzde - seviyesindedir. Net kar/Özsermaye oranının eksi olması olumsuz. Zorlu Enerji, 2011 yılının 9 aylık döneminde yüzde - oranındaki net kar/özsermaye oranı ile çalışıyordu. Şirketin net kar/aktif toplamına baktığımızda ise 0.39 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Net kar/aktif toplamı 2011 yılının 9 aylık döneminde -9.71 seviyesinde bulunuyordu. Varlıkların ve özkaynakların etkin kullanımı aktif karlılığı ve özvarlık karlılığı üzerinde etkilidir. Bu nedenle varlık yapısı incelenirken mutlaka aktif ve özvarlık karlılığındaki gelişim izlenmelidir. Zorlu Enerji, son bir yılda net kar/özsermaye ve net kar/aktif toplamındaki eksi oranlarla dikkat çekiyor. Mali yapısı yakından izlenmeli. 2012 yılının 9 aylık döneminde aktifleri büyüdü. Zorlu Enerji, 2011 yılının 9 aylık döneminde 3.16 Milyar TL olan aktiflerini 2012 yılının 9 aylık döneminde 3.48 Milyar TL'ye çıkardı. Aktif büyümesi yüzde 10.17 oldu. Aynı dönemde sektördeki aktif büyüme oranı yüzde 14.86 olarak gerçekleşti. Hissenin aktif büyüme oranı sektör ortalamasının altında. Zorlu Enerji, 2012 yılının 9 aylık döneminde 6.08 Milyon TL özsermaye açıkladı.

Sonuçların piyasa etkisi
Piyasa Zorlu Enerji’nin sonuçlarına ilişkin tepki göstermedi. Hissenin performansının zayıf operasyonel sonuçlar ve bedelli sermaye artırımının devam etmesinin ihtimali ile baskı altında kalabileceğini düşünüyoruz.
Bu notla birlikte yapılan revizyonlar
1 Nisan’dan itibaren geçerli olan %19’luk doğalgaz zammının yarattığı maliyet baskısının şirketin hâlihazırda yüksek olan net borcunun üzerine eklenmiş olması hisseye ilişkin en büyük endişemiz. Yapılan bedelli sermaye artırımının aşırı derecede borçlu olan bilanço üzerinde hafif bir rahatlama yaratacağını ve ilerleyen dönemlerde yeni bir sermaye artırımının gündemde olabileceğini düşünüyoruz. Şu anda inşa aşamasında olan Kojuhovo doğalgaz santrali ile birlikte Rusya faaliyetlerinin performansı ise (şu an için 170 MWe kurulu güce sahip olan Tereshkovo doğalgaz santrali) FAVÖK üretimi açısından giderek daha önemli hale gelecek.
Teknik anlamda,
Teknik anlamda da incelediğimiz zaman 1,17 e doğru hareketliliği beklenmekte ancak bedelli sermaye arttımı beklentisi hisseden yatırımcıları uzak tutmaktadır. Teknik açıdan da hissenin 1.17 in üstünde tutunması düşüş trendinin kırıldığı anlamına gelecektir.  Grafiktede görüleceği gibi AL sinyalini 1,02 den veren özel analiz tekniğimiz 1,05 ün üstünde pozisyonun tutulması gerektiğini göstermektedir. Günlük olarak bu  özel analizimizin seviyeleri değişmektedir. Sadece pazartesi için geçerlidir. 1,0 ın altında pozisyonların kapatılması gerektiği görünmektedir.

Günden Kalanlar


Yunanistan yardımında açıklanmayan detayların ortaya çıkmaya başlaması, ülkenin daha çok yardıma ihtiyacı olabileceğinin gündeme gelmesi ve ABD’de mali uçurum görüşmelerinin çok yavaş ilerlediği açıklamalarının yarattığı satış baskısını dün kapanışa doğru ABD’den gelen mali uçuruma dair iyimser açıklamalar ile eriten Avrupa borsaları, bugün de güne –ABD’de Obama’nın Noel’den önce mali uçurum sorununu çözmek istemesi ve ABD’nin büyük şirketlerinin CEO’larıyla görüşmesi, görüşmeleri hızlandırmak için Hazine bakanı Geithner’ı görevlendirmesi ve Cumhuriyetçi senatör Boehner’in işbirliği çağrısı ile- iyimser beklentilerle alıcılı bir seyirle başladılar.

Mali uçurum endişelerin hafiflemesi ile borsalar alıcılı seyrederken İspanya’nın 10 yıl vadeli tahvil faizleri de 21 Mart’tan, Portekiz’in ise 2 yıllık tahvillerinde Kasım 2010’dan bu yana görülen en düşük seviyeye indi. Bu gelişmelerle açılış sonrası değer kazançlarını genişleten Avrupa borsaları, ABD verileri özellikle konut satışlarından da moral buldu. IMF’den Yunanistan programının başarılı olmasında en büyük zorluğun uygulama olduğu, ülkenin taahhütlerine sadık olması gerektiği ve tahvil geri alımı başarılı olursa IMF’nin yardım için harekete geçeceğini bildirmesi ile değer kazançlarının bir kısmını iade etti. IMF sözcüsü de Pazartesi yapılacak Eurogroup toplantısına IMF Başkanı’nın katılmayacağını söyledi.

Avrupa’da veri akışına baktığımızda ; Almanya’da Kasım ayı işsizlik oranı beklentiye uyumlu olarak %6,9 olarak açıklanırken İtalya’da Kasım ayı İş Dünyası Güven Endeksi de 88,5 düzeyine yükselerek iş dünyasının ekonomiye güveninde iyileşmeye işaret etti. Euro bölgesinde de öncü göstergeler açıklandı ve ve önceki aya göre değişim göstermedi, ekonomik görünüm iyileşme gösterirken, sanayi sektörü ve iş dünyası güveninde de toparlanma görüldü ancak aynı şeyi tüketici güveni için söylemek mümkün olmadı, tüketici güveninde beklenildiği gibi önceki aya göre kötüleşme gözlendi.

İtalya bugün düzenlediği 5 ve 10 yıl vadeli iki tahvil ihalesinde toplam 5 milyar 982 milyon euro borçlanma gerçekleştirdi. 5 yıl vadelide ortalama maliyet %3,80’den 53,23’e gerilerken 10 yıl vadelide de faizler geri çekildi, borçlanmanın ortalama maliyeti %4,92’den %4,45’e düştü. Bu faizler de İtalya için son 2 yılın en düşük oranlarına işaret ediyor.

ABD’de 3. Çeyrekte GSYH (2. Tahmin) beklentinin altında %2,7 olarak açıklandı (beklenti : %2,8), tüketici harcamaları da %1,6 ve çekirdek tüketici harcamaları da %1,1 artış ile beklentileri karşılayamadı. 390.000 artış göstermesi beklenen işsizlik başvuruları ise 393.000 düzeyinde beklentinin üzerinde gerçekleşti. Bekleyen konut satışları ise %1,0’Lık artış beklentisinin çok üzerinde %5,2 artış göstererek ülkenin konut piyasasına ilişkin S&P/CS ve FHFA konut verilerini doğrular şekilde olumlu sinyaller verdi ve son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

FİNANS GÜNLÜĞÜ

Gösterge tahvilin dün % 6 gibi rekor seviyelere düşmesi Türk Para ve Sermaye Piyasalarında heyecan yarattı diyebiliriz. Bu seviyeyi gördükten hemen sonra yükselerek günü % 6.05'ten kapattı.

Uzmanların önemli bir kısmı, bu düşüşün sebebinin sadece alımlara değil, tahvilleri elinde bulunduranların satmak istememesi olduğunun altını çiziyorlar. Hacmin fazla olmaması da bu görüşü destekleyen bir gelişme. Hal böyleyken, satıcısız olan bir enstrümanın değerlenmesi kaçınılmaz oluyor. Buradan da aşağı düşüp düşmeyeceğini tartışanların önemli bir kısmi, "düşmez" şeklinde görüş bildiriyorlar. Ancak daha önceki raporlarımızda tekrarladığımız gibi kayıplarin limiti vardir ancak değerlenmenin herhangi bir limiti bulunmamaktadir. Bu sebeple böyle durumlarda sabit fikirle davranmamakta fayda vardır.

Küresel gelişmelere göz atarsak : OECD'nin küresel büyüme hızı beklentisini % 4.1'den % 3.4'e çekti. Bu arada Türkiye'nin 2012 yılı büyüme tahminini de % 3.3'ten % 2.9'a çekti. Bu durumda yılbaşından beri belirttiğimiz " % 2.5'ten düşük % 4.1'den yüksek büyüme beklemiyoruz" tahmini doğru çıkmış oluyor.

ABD icin büyüme tahmini hedefi % 2.4'ten % 2.2'ye çekilirken, Euro bölgesi icin % 0.4 daralma öngörüldu. Gelecek yıl icin beklentiler ise ABD icin % 2 büyüme, Euro Bolgesi icin % 0.1 daralma öngörülüyor. Ancak bu rakamların birkaç kere daha revize edileceğini hatırlatalım.

Özetle, büyüme tahminleri o güne kadar oluşan data ve o günkü piyasa atmosferi içinde yapılmaktadır. Dolayısıyla beklentiler ile gerçekleşenler arasında fark açıldıkça dalgalanmaların büyüyerek devam edeceğini söylemek yanlış olmaz.

GÜNDEN KALANLAR PİYASALAR


Yunanistan yardımında çözülen düğümün etkisi ABD’de ‘mali uçurum’ endişelerinin yeniden ortaya çıkması ile kalıcı olamadı, dikkat çeken bir haber de Fitch’in Arjantin’in kredi notunu temerrüte düşebileceği gerekçesiyle 5 kademe birden düşürmesiydi. ABD’de senatonun çoğunluk liderinin görüşmelerin çok yavaş ilerlediğini açıklaması ABD üzerinden bir resesyonun tüm dünyayı resesyona sürükleyebileceği kaygılarını yeniden canlandırdı ve Avrupa borsaları da dünkü iyimserliğin ardından güne değer kaybı ile başladılar ve gün içinde de satıcılı seyir devam etti.

Yunanistan Maliye Bakanı, Euro bölgesi maliye bakanlarının vardıkları anlaşma çerçevesinde özel sektörün elindeki Yunan devlet tahvilleri için geri alım planının detaylarının önümüzdeki günlerde açıklanacağını bildirdi. İspanya Maliye Bakanı da ülke bankalarının kurtarılması için AB'den alınacak kredinin finansman maliyetinin yüzde 1'den az olacağını söyledi. Ayrıca AB komisyonu, Bankia, NCG Banco, Catalunya Banc ve Banco de Valencia'nın yeniden yapılandırma planlarını onayladı ve kurtarılmış ispanyol bankalarının sermaye ihtiyaçlarının 37 milyar euro olduğunu söyledi.

Euro bölgesinin sorunlu ülkelerine dair yapılan bu iyimser açıklamalar ve İtalya gibi sorunlu bölge ülkelerinin 10 ve 2 yıllık tahvil faizlerinde gerilemeler baskıyı hafifletse de mali uçurum kaygılarının etkisini gidermeye yetmedi, Alman Maliye Bakanı Schaeuble’nin Yunanistan'a yapılan son yardımların yetmeyebileceğini dile getirmesiyle borsalarda satış baskısı artarken ABD konut verisinin beklentinin altında kalması ile teşviklerin devam edebileceği umuduna ve Boehner’in Obama ile mali uçurum konusunda anlaşmaya varılacağına dair iyimser açıklamalarına tutunan piyasalar değer kayıplarını eritmeye başladı.

Avrupa’da veri akışına baktığımızda ; Euro bölgesinde Ekim ayında özel sektör kredilerinin %0,7 geri çekildiği açıklandı, önceki ay da krediler %0,8 azalmıştı. ECB de Euro bölgesi ülkelerinde banka mevduatlarının değişimini açıkladı, buna göre Ekim’de mevduatlar Yunanistan’da artarken İtalyan, Fransız ve İspanyol bankalarından mevduat kaçışı gözlendi. İtalya bugün düzenlediği 6 ay vadeli hazine bonosu ihaleleri ile 7,5 milyar euro borçlandı ve ortalama faiz %1,347’den %0,919’a geriledi. Bu faiz oranı Nisan 2010’dan bu yana görülen en düşük orana işaret ediyor. Bugün Almanya’nın da tahvil ihalesi vardı, Almanya 5 yıl vadeli ihalesinde 2,5 milyar euro borçlandı, ortalama faiz %0,42’den %0,41’e geriledi.

ABD’de New York Fed'in anketine göre ABD'de hanehalkının borcu 3. çeyrekte yüzde 0.7 azaldı. Veri akışında ise yeni konut satışları vardı ve TSİ 21.00’de de ‘Beige Book’ raporunun açıklanması bekleniyor. Yeni konut satışları %0,3 artması beklenirken 390.000 beklentinin altında %0,3 geri çekilme ile 368.000 düzeyinde açıklandı, bu da dünkü S&P/CS ve FHFA konut verilerine rağmen ABD’de konut piyasasında toparlanma sürecinin tam olarak başlamamış olduğuna işaret ediyor olabilir.

Dün Garanti bankası ile ilgili MKK kaydının oluşturduğu baskı ile hedeflediği 73 binlerden dönerek 71.700’e dek gevşeyen endeks güne %0,22 artışla 72.159 puandan başladı. 72.396-71.924 dar bant aralığında hareketin ardından ilk seansı %0,39 primli kapatan endeks, ikinci seansa da %0,44 artışla başladı. Almanya maliye bakanının Yunanistan’a dair olumsuz açıklamalarının küresel piyasalardaki endişe ortamını daha da artırması ile artan satış baskısına katılan İMKB-100 endeksi ikinci seansta yoğunlaşan satışları 71.500 puan seviyesinde karşıladı ve günü %0,03 düşüşle 71.978 puandan tamamladı.

TCMB 3,5 milyar TL’lik haftalık miktar bazlı repo ihalesi açtı. Gösterge tahvil faizinde yeni düşük rekor seviyeler görülmeye devam ederken, İMKB’de de alım yönünde iştahın devam etmesi ve dün açıklanan TCMB tutanakları Dolar/TL’yi gevşetmeye devam ediyor, güne başlarken 1,7904’e dek gerileyen parite, EURUSD’deki düşüş ile bir miktar yükselse de yine de 1,7950 seviyesini aşamadı. Yunanistan konusunda uluslararası resmi kreditörlerin anlaşmasının 1,30’un üzerine taşıdığı EURUSD yine 1,2910’lara dek bu kez ABD’de mali uçurum kaygıları ile yöneldi. Günün devamında da Avrupa borsalarında satıcılı seyir izlenmeye devam ederken parite de 1,29’u aşağı yönlü kırarak 1,2880 seviyesini test etti. ABD konut verisi ve Boehner’in mali uçuruma dair açıklamaları sonrası yeniden 1,29 seviyesinin üzerinde yükselmeye başladı.

EREGL

Erdemir

Maliyet tabanının gevşemesi sayesinde iyileşmeye ilişkin sinyaller var, yıllık bazda hala zayıf
Erdemir 3Ç12’de 152 milyon TL net kâr açıkladı (yıllık bazda %45 düşüşle, çeyrek bazında %86 artışla) ve net kâr 127 milyon TL olan tahminimizin ve 131 milyon TL olan piyasa beklentisinin hafif üzerinde gerçekleşti. Erdemir 3Ç12’de 278 milyon TL olan tahminimizin ve 294 milyon TL olan CNBC-e piyasa beklentisinin hafif üzerinde 319 milyon TL FAVÖK, (yıllık bazda %54 düşüş, çeyrek bazında %30 artış) 2,35 milyar TL satış geliri kaydetti (yıllık bazda %4 düşüş, çeyrek bazında yatay).
Baskı yaratan fiyatlama ortamının olmasına rağmen, ham madde maliyetlerinin (özellikle demir cevheri ve daha az oranda kömür) gevşemesinin kısmi yansıması ile FAVÖK marjı tahminimizden bir miktar daha hızlı iyileşerek (FAVÖK marjı tahminimiz: %12,2) 3,10 yüzde puanlık artışla %13,6 oldu (2Ç12: %10,5). Diğer yandan bu rakamın %23,4 olan geçen yılki seviyesinin ve %17,9 olan normal seviyelerinin oldukça altında olduğunu belirtelim. İlerleyen çeyreklerde, özellikle 2013 yılında bu trendin kendini daha da belli etmesini bekliyoruz. 2013 yılında FAVÖK marjı tahminimiz bir önceki yıla göre 3,65 yüzde puan iyileştirmeye işaret edecek şekilde %15,3.
Uzun çelik segmentindeki satışlarla üretim çeyrek bazında %13, yıllık bazda %6 artışa işaret etti
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’ndeki talep ile uzun çelik hacminin artması ile üretim hacmi de 1,899 bin ton olarak gerçekleşti (yıllık bazda %6 artış, çeyrek bazında %13 artış). Sıcak haddelenmiş çelik üretim hacmi 1,083 bin ton olurken (yıllık bazda %10 düşüş, çeyrek bazında %13 artış), soğuk haddelenmiş çelik hacmi ise 410 bin ton oldu (yıllık bazda %1 artış, çeyrek bazında %2 artış). Uzun çelik üretimi ise şirketin 2012 yılının ilk dokuz ayında göreceli olarak daha iyi görünen uzun çelik segmentindeki faaliyetlerini artırması ile güçlü kaldı ve 3Ç12 itibarıyla 406 bin tona yükseldi (yıllık bazda %143 artış, çeyrek bazında %24 artış).

Ton başına düzeltilmiş ortalama FAVÖK çelik segmentindeki kârlılığın daha iyi olması ile çeyrek bazında artış kaydederek yassı ton başına 70 dolara yükseldi. Şirketin çeyrek sonuna doğru düşük demir cevheri ve kömür maliyetlerinden kısmi olarak fayda sağlamaya başlaması ile, 2012 yılının ilk yarısında gözlenen yüksek hammadde maliyetlerinin gecikmeli olarak yansımasından kaynaklı olan maliyet baskınının 3Ç12’de azaldığını görüyoruz. Ancak, fiyatlama ortamının zayıf olması nedeniyle ton başına FAVÖK normal seviyeleri olan 108 dolar seviyesinin ve 2011 yılındaki 144 dolar olan seviyesinin altında kalmaya devam ediyor. Sıcak ve soğuk haddelenmiş çeliğin ton başına FAVÖK’ü bir önceki çeyreğe göre sırasıyla 6 dolar ve 18 dolar iyileşme kaydederek 50 dolar ve 102 dolar oldu. Uzun çelik segmentinin kârlılığı ise 3Ç12’de 88 dolara geriledi (2Ç12: 100 dolar/ton; 3Ç11: 173 dolar/ton).

Talep ve fiyatlamaya ilişkin olarak duruşumuzu koruyoruz ve özellikle yassı çelik segmentinin zayıf kalmaya devam etmesini bekliyoruz. Ancak, hammadde tarafındaki düşük fiyatlama ortamının (özellikle demir cevheri) şirketin faaliyet performansını – önemli ölçüde olmasa da – 4Ç12’de ve 2013’te destekleyebileceğini düşünüyoruz. 2013 yılında FAVÖK`ün bir önceki yıla göre %36 artışla 1,51 milyar TL olmasını bekliyoruz. Hisse için getiri beklentimizi Endekse Yakın Getiri’ye yükseltiyoruz ancak değerlemenin yılbaşından bu yana hissenin İMKB Ulusal 100 Endeksi’nin %26 ve Sanayi Endeksi’nin %17 altında performans göstermesini telafi edecek kadar ucuz olmadığını düşünüyoruz.
Bunun nedenlerine bakacak olursak:
 1) %3 ile sınırlı yükseliş potansiyeli,
2) Devam eden baskı ve yassı çelik fiyatlarında ve talebinde belirsizlik olması,
3) Liman Projesi gibi katalizörlere ilişkin bir beklentisin olmaması ve
4) Benzerlerine göre çarpanların göreceli olarak cazip olmaması.

BAGFS


 Bagfaş
Net Satışlar
91,3 milyon TL, tahminimizin %58 üzerinde, bir önceki çeyreğe göre %44 artış, bir önceki yıla göre %43 artış
Yurtiçi piyasada satış hacmi tahminimizin %77 üzerinde gerçekleşti. Şirket satış stratejisini değiştirdi ve kredili satışa başladı. Bunun talebi güçlendirdiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda şirketin agresif fiyatlama stratejisinin pazardaki rekabeti artırdığını görüyoruz.
FAVÖK 6,2 milyon TL, tahminimizin %4 altında, bir önceki çeyreğe göre %27 düşüş, bir önceki yıla göre %68 düşüş
Faaliyet marjları ton başına satılan malın maliyetinin yüksek olması ile düşük. Ton başına hammadde maliyetleri %9 geriledi. Ton başına satılan malın maliyeti %32 artış gösterdi.
Faaliyet giderlerinde önemli bir değişiklik olmadı.
Net Kâr
3,4 milyon TL, tahminimizin %49 altında, bir önceki çeyreğe göre %36 düşüş, bir önceki yıla göre %85 düşüş
Şirket 1 milyon TL net finansal gelir kaydetti.Şirketin 2Ç12’de 109 milyon TL olan net nakit pozisyonu kredili satışların etkisi ve CAN yatırımına ilişkin avans ödemeleri ile 25 milyon TL’ye geriledi.
Sonuçların piyasa etkisi
Şirketin yurtiçi satışlarında ve ihracatında 4Ç12’nin başında iyileşme görmedik. 4Ç12’de şirketin operasyonel performansında sert bir iyileşme beklemiyoruz.

TTRAK


Türk Traktör

Net kârdaki sapmanın ardında beklentilerden yüksek operasyonel kârlılık var
Şirketin çeyreksel bazdaki net kârı yıllık bazda %24 gerilemesine karşın, tahminlerden güçlü faaliyet kârlılığı ve yüksek faaliyet dışı gelirleri sayesinde 45 milyon TL olan beklentimizin üzerinde 50,1 milyon TL oldu. Satış gelirleri, hem yurtiçi pazardaki hem de ihracat pazarındaki ortalama adet fiyatların düşük olması ile 3Ç12’de yıllık bazda %13 gerileme ile 368 milyon TL olarak gerçekleşti. FAVÖK ise yüksek brüt kâr marjı ve düşük faaliyet giderinin zayıf ciroya işaret etmesi ile yıllık bazda %15 düşüşle 61,0 milyon TL olurken 57,4 milyon TL olan beklentimizin bir miktar üstünde gerçekleşti.
Ürün fiyatlaması çeyreksel bazda düştü…
Ortalama adet fiyatlar, hem yurtiçinde hem yurtdışında çeyreksel bazda %5-6 düşüş kaydetti. Bunun nedenleri olarak, geçen çeyreğin yüksek baz etkisi ile 3Ç12’deki ürün bileşimi ve zayıf talep görünümünü gösterebiliriz.
Yurtiçi satışlar ;

(i) 3Ç12’de GSYH’deki yavaşlama,

(ii) Bayilerin stoklarında yaşanan artış ve

 (iii) Hayal kırıklığı yaratan hasat ile yıllık bazda %30 geriledi. Yeni traktör modeline devam eden talep sayesinde ihracat yıllık bazda %22 artış kaydetti.

… Ancak düşük girdi maliyeti ve faaliyet gideri FAVÖK’ü destekledi

Düşük marjlı ihracatın payının yüksek olmasına rağmen, düşük faaliyet gideri ve çelik ve lastik fiyatlarında yaşanan gevşeme sayesinde FAVÖK marjı 3Ç12’de yıllık bazda sadece 46 baz puan daralarak %16,6 oldu. Şirketin net borcu ise 3Ç12’de %59 düşüşle 72 milyon TL olarak gerçekleşti.

4Ç12’de çeyreksel bazdaki trendin değişmesini beklemiyoruz 4Ç12’de 3Ç12’dekine benzer bir trend bekliyoruz. Bununla birlikte, hissenin son dönemde kaydettiği iyi performansın ardından kısa vadede kayda değer güçlü bir performans göstermesini beklemiyoruz. GSYH’nin tahminimizin üzerinde gelmesi ve olası bir hurda teşvikinin sağlanması haricinde 2013 yılında şirketin kârlılık trendinde iyileşme beklemiyoruz. Hissenin temettü verimi %7,6. Kısa vadeli katalizörü olmamasına rağmen hisseyi uluslararası benzerlerine göre ucuz buluyoruz.

ARÇELİK


Arçelik

Arçelik 3Ç12’de cirodaki büyümenin beklentilerden düşük olması ve efektif vergi oranının beklentilerden yüksek olması nedeni ile yıllık bazda %9 düşüşle 137 milyon TL net kâr açıkladı. Satış gelirleri yıllık bazda %18 artışla 2,73 milyar TL oldu. Cirodaki artış elektronik satışlarındaki düşüş ve beyaz eşya segmentinin kârlılığına odaklanılması ile önceki çeyrekte kaydedilen %37’lik büyümenin altında kaldı.

Elektronik segmenti nedeniyle satış gelirleri tahminlerin altında, marjlar beklentilerle uyumlu

Beyaz eşya segmentinin satış gelirleri yıllık bazda %23 artarken, elektronik segmentinin satış gelirleri %13 arttı. Londra Olimpiyatları’nın ardından Arçelik stoklarını eritme kararı alarak promosyonlar düzenledi ve bu da satış gelirinin beklentilerden düşük olmasına neden oldu. FAVÖK marjı %10,5 ve FAVÖK 288 milyon TL oldu.
2012 öngörüsü korunuyor
Şirket 2012 yılı için %20’nin üzerinde ciro büyümesi ve %10,5 civarında FAVÖK marjı öngörüsünü korudu. Tahminimiz satış gelirlerinde %27 büyüme olması ve FAVÖK marjının da %10,3 olması yönünde. 2013 yılında satış gelirlerinin %11 artmasını ve marjlarda iyileşme ile FAVÖK büyümesinin %15 olası.
İyi bir performans sergiledi, çarpanlar pahalı – Endeksin Altında Getiri beklentisi korunuyor
Arçelik’i 2012 yılında satış gelirlerinin güçlü olması ve 2013 yılındaki beklentilerin düşük faiz ortamı ile olumlu olması nedeniyle beğeniyoruz. Ancak bu beklentilerin fiyatlandığını düşünüyoruz. Yılbaşından bu yana hisse İMKB Ulusal 100 Endeksi’nin %42 üzerinde performans göstererek %100 artış kaydetti. Bu nedenle Endeksin Altında Getiri beklentimizi koruyoruz. Hisse için hedef fiyatımız 10,80 TL. Arçelik uluslararası benzerlerine göre ortalama %20 primli işlem görüyor.


Etiketler