Yatırım Koçu

BORSA EĞİTİMİ

FOREX EĞİTİMİ

TEKNİK ANALİZ EĞİTİMİ

İKİLİ OPSİYON EĞİTİMİ

TEMEL ANALİZ EĞİTİMİ

VOB EĞİTİMİ

www.yatirimkocu.com

borsa egitimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
borsa egitimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Haftalık Portföy Önerisi

Borsa Eğitimi

Sizlere daha iyi ve kurumsal hizmet verebilmek için yakın süre içerisinde www.emtiagundem.com sizlerle birlikte olacaktır. Bununla birlikte Emtia Gündem TV ve Emtia Gündem Dergiside ücretsiz hizmete sunulacaktır. Belli bir ziyaretçi sayısını oluşturduktan sonra da ücretsiz olmaya devam edecektir.Sizlere daha iyi hizmet vermek amacıyla oluşturulan ve hiç bir kar gütmeyen sitemizle, emtia ve borsa bilgi, analiz, yorumlara ulaşabileceksiniz.Sizlerin bizim sitelerimizi facebook duvarlarında paylaşmanız, çevrenize söyleyerek duyurmanız gücümüze güç ve hizmetimize hizmet katacaktır. Bu hizmet www.yatirimkocu.com tarafından sağlanmaktadır. www.borsaegitimi.blogspot.com sayfamızda aktifliğini sürdürecektir. Çok yakın zamanda www.emtiagundem.com adresimiz sizlerle birlikte...

Çevrenize www.yatirimkocu.com ve www.emtiagundem.com sitelerini paylaşmanızla destek olmanızı bekleriz.

Haftalık Portföy Önerisi
Bu hafta ki önerimize biraz temkinli yaklaşmanızda fayda var. Endeksin 91.000 in üstüne çıkması kısa zaman içerisinde düzeltme hareketini de beraberinde getirecektir. Aşağıda ki hisselere sahip yatırımcılar için hedef fiyatlar belirtilmektedir. Genede risk almak isteyen yatırımcılarımız dikkatli olmalarında fayda var. Endeksin haftalık yükselişinde hedef fiyatlara ulaşmış olacaksınız.


Not Arttırımı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Investors Service, Türkiye'nin kredi notunu "Ba1"den "Baa3"e yükseltti ve not görünümünü durağan olarak açıkladı. Böylelikle Türkiye'nin kredi notu, Fitch'in ardından Moody's tarafından da yatırım yapılabilir seviyeye yükseltildi.

ALTIN İFLAS ETTİRDİ

Altın fiyatlarında yaşanan sert düşüşün Kapalıçarşı'da iki büyük döviz büfesini batırdığı ortaya çıktı.
Borsagundem.com'un haberine göre; forex piyasasında altında alım yönünde pozisyon taşıyan iki büyük döviz büfesi ons fiyatı bin 520 dolar seviyesine gerileyince maliyetlerini düşürmek amacıyla yeni alım yaptı. Altın fiyatlarının yukarı döneceğini öngören Kapalıçarşı esnafının planları tutmadı.
Pazartesi günü de açılıştan itibaren gelen satışlarla altın bin 357 dolara kadar sert bir düşüş yaşadı. Sert düşüşün etkisiyle teminatları sıfırlanan iki döviz büfesinin zararının, sermayelerinin üzerinde olduğu belirtiliyor.
Öte yandan birçok kuyumcu esnafının da son düşüşten ağır darbe aldığı ve Kapalıçarşı'nın içten içe kaynadığı dile getiriliyor. Son dönemde döviz ve altın işinin azalmasıyla foreks ve future piyasalarında işlemlere yönelen çarşı esnafının büyük paralar kaybettiği iddia ediliyor.

Forex eğitimlerimizle sizlerde bu riskten koruna bilirsiniz. Kendinize yapacağınız yatırımlar büyük risklerden korunmuş olacaksınız.

Forex ve Borsa Eğitimleri

%100 KAZANÇ FOREX


Piyasada forexten canı yanan cok yatırımcı var. Olayın temelini ve tekniğini öğrenmeden işlem yapan yatırımcılar tek bir harekette yatırdıklarını kaybediyorlar.
Piyasada aracı kurumların ücretsiz verdiği temel seviyede, tanıtım amaclı eğitimler bulunmaktadır. Bunlara katılarak olayın temelini öğrenebilirsiniz. www.yatirimkocu.com dan alacağınız eğitimlerle kendinizi bir fon yöneticisi olarak göreceksiniz. Kendi paranızı küçümsemeyin, bir fon yönetici gibi profesyonel acıdan yaklaşmanız gerekiyor. Yatırdığınız 1.000$ 100 katı kaldıraç ile 100.000$ lık piyasada işlem yapmış oluyorsunuz. 10.000$ yatırdığınızı düşünün... Siz aslında bir fon yönetecek güce sahipsiniz ancak bunun farkında değilsiniz. Kendinizi geliştirerek ayda %40 garanti geti sağlayacak eğitim programıyla kazancınızı garantileyebilirsiniz. Forexte daha fazlasıda kazanılıyor. Aşağıda ki örnekte biz 1 haftada %100 kazandık. Sizin risk iştahınıza bağlı.

Riskli bir piyasa ancak yatirimkocu.com un sizlere sunduğı eğitim programıyla,
işlemlerde pozisyon alırken bile ne kadar zarar edebileceğinizi görüp ona göre risk alacaksınız,
teknik analiz eğitimleriyle işin detayına inmiş ve özel indikatör ve analiz yöntemleriyle profesyonelleşmiş olacaksınız. Haber akışlarıyla analiz yöntemleriylede piyasayı analiz edebileceksiniz. Bu bilgilerinizi borsada da kullanabilirsiniz. Biliyorsunuz ki ticari anlamda ihraçat yapan şirketlerin maliyetleri forexte ki işlem hareketleriyle bilançolarının gelir gider kısımları etkilenmektedir.

Borsa Eğitimi

Petrol Niye Çıkıyor


Son üç haftada soluksuz ralli yapan brent petrolün 120$ a kadar çıkması bekleniyor.Peki yükselişin nedeni olarak ön planda olan faktörler neler;
- En büyük tüketici olan Amerika ve Çin ekonomilerinin düzelmesi
- Suriye ve İran da ki gelişmeler
- İsrail de ki seçimler ve petrolü etkileyecek etkenlerin oluşma olasılığının yüksek olması
Peki biraz daha geri gidersek,
2012 Aralık ayı; ABD’nin İran’a enerji, taşımacılık ve gemi yapımı sektörlerinde yaptırım genişletmesi kararı gibi siyasi gelişmelerin de etkisiyle 112 doların üzerine yükselerek başlayan petrol, bu yükselişte Çin İmalat PMI verisinin imalat sanayine dair olumlu sinyaller vererek, Japonya’nın sermaye harcamalarının artarak ve ABD’de mali uçurum görüşmelerine dair Hazine Bakanı’ndan yapılan iyimser açıklamalar küresel resesyon kaçınılabileceği algısı yaratarak etkili oldu.

Sonrasında brent petrolü olumsuz etkileyen faktörler neydi;
ABD'de ISM imalat verisindeki gerileme ve bütçe görüşmelerindeki tıkanıklık petrolün 109 dolar düzeylerine dek gevşemesine neden olmuştur. Çin Komünist Parti Politbüro Genel Sekreteri Xi Jinping'in ekonomik büyüme tökezlediği anda desteğe hazır olduğunu açıklamasının ardından petrol, bu açıklamaların büyümeye ve dolayısıyla petrol talebine destek olacağı beklentisi ile yeniden 110 dolar düzeyinin üzerine çıksa burada tutunamayarak tekrar 109 $ düzeyine gelmiştir.
ABD’de petrol ürünleri arzının Temmuz ayından beri en çok artışı gösterdiğinin açıklanmasının yanında 3.çeyrek Euro bölgesi GSYH verilerinin de resesyonu teyit etmesi ile petrol talebinin gerileyeceği beklentisi petrolün 109 dolardan gevşemesinde ilk adımları başlatmıştır.
ECB Başkanı Draghi’nin Euro bölgesinde toparlanma için 2013 son çeyreği işaret etmesi ve ECB’nin aşağı yönlü revize edilmiş Euro bölgesi büyüme beklentilerini açıklaması ile değer kayıplarını sürdürmüş, brent petrol varil fiyatı 106$ seviyelerine dek gerilemiştir.
Petrolü Aralık ayının ikinci haftasına başlarken 108 doların üzerine atan gelişmeler ise dünyanın en büyük iki ekonomisi ile ilgilidir; İlk olarak Çin’de açıklanan sanayi üretim verisinin petrol talebinin artacağı şeklinde algılanması, yine Çin’de ham petrol işleme faaliyetlerinin yıllık bazda %9,1 artarak rekor kırması ile ABD’de mali uçurum görüşmelerinin yeniden başlaması …

FED’in yıl sonunda bitecek olan operation twist yerine 45 milyar dolarlık ek hazine tahvil alımı açıklanacağı beklentisinden moral bulan petrolün kazançlarını genişletmesinde Suudi Arabistan’ın OPEC toplantısının olduğu gün petrol üretimini günlük 9,5 milyon varille bir yılın en düşük seviyesine indirdiği haberleri de etkili olmuştur. Suudi Arabistan, bu indirime gerekçe olarak ABD'de artan üretimi ve düşük ekonomik büyümeyi göstermiştir. Bu gelişmelerle FED toplantısı öncesi brent petrol 109 $ üzerine çıkmış, FED’in varlık alımlarını genişletmesi ile bir haftanın yükseğine çıkmıştır.
Ancak emtiaların pek çoğunda görüldüğü gibi petrolde de FED Başkanı Bernanke’nin FED’in mali uçuruma boyutu nedeni ile yapacak bir şeyi olmadığını bildirmesi ile haftanın en yüksek seviyelerinden gerilemeye başlamış, brent petrol varil fiyatı tekrardan 106 dolara dek gerilemiştir.
ABD’de sanayi üretiminin açıklanması ve Çin’den gelen öncü imalat PMI (satın alma yöneticileri endeksi) verileri petrolün bu düşüşü durdurmasına imkan sağlamış, bu imkan 108 doların üzerine doğru bir yükseliş hareketi olarak değerlendirilmiştir.
ABD’de Enerji Bakanlığı verilerinin stokların 12 Ekim’den beri en düşük seviye olan 371.6 milyon varile gerilediğini göstermesi, petrol tüketiminin bu yılın en yüksek ikinci seviyesine yükseldiğini ve kalorifer yakıtı ve dizelin de içinde bulunduğu distile ürünlerin tüketiminin ise 2012'nin yükseğine çıktığını bildirmesi ile petrol 110 dolar seviyesinin üzerine çıkmıştır.
Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner’in B Planı’nı temsilciler meclisinden geçirme tasarısının Cumhuriyetçilerin oylamaya katılmaması ile suya düşmesiyle görüşmelerin 2013’e kalacağı beklentisi oluşmuş, brent petrol de mali uçurumun getireceği resesyonun talebi kısacağı korkusu ile satışlarla karşılaşarak 109 doların altına dek gevşemiştir.
2013’e başlarken ABD’de mali uçurum konusunda uzun zamandır beklenen uzlaşmanın sağlanmış olması ile küresel ekonomide resesyon için aşağı yönlü en büyük risk ortadan kalkmış, talebin kısılmayacağı beklentisini besleyerek brent petrolün 112, NYMEX petrolün ise 93 doların üzerine çıkmasını sağlamış, FED toplantı tutanaklarında politika yapıcıların parasal genişlemelerin 2013’te sonlandırılması yönünde görüş bildirmeleri ile brent 111 dolar seviyesine, NYMEX de 92$’a yönelmek durumunda kalmıştır.
Brent petrolün, mali uçurum anlaşması ve Çin’den gelen imalat PMI verilerinin imalat sanayinde genişlemenin devam ettiğine işaret etmesi, Japonya’da ekonomide talebi ve toparlanmayı canlandıracak formüller üzerinde çalışmaların hız kesmeden sürüyor olması, petrol talebi açısından (bu ülkelerin dünyanın en büyük 3 petrol tüketicisi olması sebebiyle) yükselişin temelini oluşturmaktadır.

borsa eğitimi

GBP/USD

GBP/USD


gbp/usd paritesinde 1,57 in altında kalışlar 1,5530 a doğru satış baskısını arttıracaktır, bu fiyat seviyesinin altında da kapanışlar 1.53 ü hedefleyecektir. 1,53 güçlü destek seviyesidir.
1,57 inin üstünde kapanışlar 1,5860 a doğru hareketlilik sağlayacaktır. 1,6010 direnç seviyesidir


Teknik Analiz Eğitimi
www.yatirimkocu.com

REK NEDİR?




Belirli bir kriter gözetilerek seçilmiş çift taraflı nominal kurların uygun bir ağırlıklandırma yöntemi kullanılarak elde edilmiş ortalamanın ülkeler arasındaki göreli fiyat veya maliyet farklarıyla düzeltilmiş halidir.
Türkiye’nin dışticaretinde önemli olduğu için kapsama alınan ülke sayısı 36. Bu ülkeler şunlar: (1) Gelişmiş ülkeler: Almanya, İtalya, ABD, Fransa, İngiltere, İspanya, Belçika, Hollanda, Japonya, Kore, İsviçre, Avusturya, İsveç, Tayvan, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, İsrail, Finlandiya, Danimarka, İrlanda, Slovakya, Portekiz. (2) Gelişmekte olan ülkeler: Çin, Rusya, Romanya, Polonya, Hindistan, Macaristan, Bulgaristan, Tayland, Kazakistan, İran, Suudi Arabistan, Endonezya, Malezya, Mısır.
Kamuoyu başta Dolar ve Euro olmak üzere döviz kurlarına ve bu ikisinin oluşturduğu kur sepeti oranına bakarak TCMB’nin döviz piyasasına müdahale edip etmeyeceğini, edecekse kuru ya da sepeti nereye getirmek istediğini anlamaya çalışıyor. Oysa TCMB Başkanının açıkladığına göre TCMB açısından önemli olan tek tek kurlar ya da Dolar Euro sepet kuru değil REK. Açıklamaya göre REK’in 120 – 125 aralığına doğru hareketlenmesi halinde TL’nin değerlendiği anlaşılıyor ve para politikası araçları kullanılarak müdahale gelebiliyor. TCMB Başkanı, REK’in 125 – 130 aralığında seyretmesi halinde TCMB daha sert önlemlerle müdahale edeceğini, 130’un üzerine çıkması halinde ise elindeki bütün araçlarla müdahale edeceğini açıklamış bulunuyor.

teknik analiz Eğitimi

GÜN SONU PİYASALAR



ABD’de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar yeniden başladıkları görüşmelerde iyimser açıklamalarda bulunuyorlar. Gerek Başkan Obama’nın gerekse Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner’in anlaşma sağlanmasına dair umutlu açıklamaları piyasaların güne dün Almanya ZEW endeksi ile yakalanan olumlu havayı pekiştirerek başlamasına imkan sağladı. Bugüne dair temel beklenti ise yıl sonunda biten operation twist yerine FED’in bugünkü toplantısından 40 milyar dolarlık mortgage tahvil alımına 45 milyar dolarlık bir de hazine tahvili alım kararı eklemesi kararı çıkması..
ABD dışında gündemde ise Yunanistan’ın tahvil alımının hedefe ulaştığı ve Almanya ile Fransa’nın da ortak bankacılık denetiminde uzlaşma sağladığı da haber akışı arasında dikkat çeken başlıklardı. Asya tarafında da Japonya’da çekirdek makine siparişlerinin son 3 ayda ilk kez artış göstermesi ülkenin sanayi üretimi ve dolayısıyla büyüme beklentilerine ilişkin olumlu sinyaller vererek küresel piyasalardaki iyimserliğe katkı sağlamış oldu.
Yunanistan’ın tahvil geri alımının başarılı geçtiğine dair haberleri açılış öncesi zaten takip etmiştik, geri alım programının resmi sonuçları da gün içinde açıklandı. Buna göre Yunanistan, program kapsamında 31,9 milyar euroluk tahvili geri aldı.
Kuzey Kore’nin roket denemesi, İtalya Başbakanı Monti’nin istifası gibi haber akışları ise bu iyimserlik içinde göz ardı ediliyor. Avrupa borsaları, dünkü alıcılı seyirin ardından bugün de güne yükselişle başladılar. Euro bölgesinde sanayi üretiminin beklenmedik şekilde daralmaya devam etmesi ile endekslerde temkinli bir duruş eğilimi görülse de borsalar gün içinde olumlu duruşlarını korudular.
Almanya’da TÜFE Kasım’da -0,1% oranında değişim gösterirken, Fransa’da da değişim göstermesi beklenmezken %0,2 geri çekildi ki bu da Euro bölgesi krizinin talebi baskılamasından kaynaklanıyor olabilir. Bugün Avrupa tarafında en önemli veri akışı Euro bölgesinde sanayi üretimiydi. Ekim ayında Euro bölgesinde sanayi üretimi daralmaya devam etti, değişim göstermesi beklenmezken %1,4’lük bir daralma açıklandı, bu da ECB Başkanı Draghi’nin bölgede toparlanma için 2013 yılını işaret etmesini haklı çıkarıyor. Bölgede bugün sanayi üretimi dışında takip edilen bir diğer başlık da İtalya’nın borçlanma ihalesiydi. İtalya 12 ay vadeli bono ihalesinde 6,5 milyar euro borçlanmayı düşen borçlanma maliyeti ile gerçekleştirdi, bu da Monti’nin istifa haberlerinin piyasalarda çok büyük çalkantılar yaratmayabileceği ve ülkeye yatırımcının güveninin sarsılmayacağı anlamına gelebilir.
ABD’de bugün ithal fiyatları açıklandı. %0,5 geri çekilmesi beklenen fiyatlarda gerileme beklentilerin üzerinde %0,9 oldu. Bunun dışında gündem FED toplantısı. Faizlerin değiştirilmesi beklenmiyor ama ek tahvil alımı ile yeni bir teşvik önlemi açıklanacağı beklentisi olduğundan TSİ 21,15’te başlayacak olan FED Başkanı Bernanke’nin basın açıklaması bu açıdan önemli ve piyasalar açısından yön tayin edici olacak beklentisindeyiz.
Ekonomi Bakanlığı, Ekim ayında 498 milyon dolar düzeyinde uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleştiğini ve Ocak-Ekim döneminde ise 10 milyar 584 milyon dolarlık bir doğrudan yatırım girişi olduğunu bildirdi.
İMKB, TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın dün verdiği faiz indirimi sinyalleri sonrası bugün güne %0,28 artışla 77,027 puandan başladı. İlk seansta 77,375 puana dek yükselip kar realizasyonuna döndükten sonra Avrupa borsalarına paralel bir bekleme moduna geçen endeks birinci seansı %0,05 primle 76,855 puandan tamamladı. İkinci seansta yeniden alımlarla yükselerek 77,466 seviyesine gelerek ilk direnci 77,500’e yaklaşan endeks günü %0,77’lik bir yükseliş ile 77,404 puandan tamamladı.
TCMB 1,0 milyar TL’lik haftalık repo ihalesi açtı. Dolar/TL’de TCMB’den faiz indiriminin yanı sıra EURUSD’deki yükselişin (piyasalardaki iyimser bekleyişlerin dolara değer kaybettirmesinin etkisi)de etkisi ile gün 1,7825 seviyelerinden başladı. EURUSD’de yükselişin devam etmesi ile 1,78 düzeyinin altına gelen Dolar/TL gün içinde en düşük 1,7780’i gördü. EURUSD, FED’den ek tahvil alımı beklentilerinin dolara değer kaybettirmesi ve Almanya’da ZEW endeksinin de euroyu desteklemesi ile dün 1,30’u test etmişti, bugün de İMKB açılışında paritede 1,30 seviyesinin üzerinde bir yükseliş eğilimi mevcuttu. Bu eğilimin sürmesi ile gün içinde en yüksek 1,3053’ü gören paritede Euro bölgesi sanayi üretim verisi ile bir miktar gevşeme görülse de FED’den beklentiler paritenin güçlü duruşunu ve yükselişini sürdürmesini sağladı.

En çok değer kazanan ve kaybeden hisselere sektörler bazında bakıldığında; XTRZM %2,26, XTCRT %1,47 ve XKMYA %1,40 değer kazanmış, XKAGT %1,17, XILTM %1,07 ve XGMYO %0,68 değer kaybetmiştir. Hisselere yükselenler/ düşenler şeklinde bakıldığında yükselenler listesinde ilk beş MERIT %21,26, ETILR %13,95, EGYO %6,67, DENGE %6,60 ve TGSAS %6,29 şeklinde sıralanırken, OSMEN %9,42, KRSAN %8,41, YESIL %6,50, LTHOL %5,45 ve HALKS %3,56 değer kaybederek en çok değer kaybeden beş hisse olarak sıralanmıştır.

PİYASALAR


Ne mali uçurum, ne İtalya’da Monti’nin istifası ne İspanya’dan gelen karmaşık haberler, Ne K.Kore’nin uzaya roket göndermesi , Aralık ayı kazanç ayı olduğundan Dax 5 yılın, Stoxx 600 1,5 yılın, Cac 1 yılın zirvesinde, Dow Başkanlık seçiminden sonra verdiği kayıpları aldı, MSCI Asya pasifik ise 3 yılın en uzun süreli kazanç dönemini yaşıyor. IMKB-100 endeksi de artık rutin olan TL rekorlarını kırmaya devam ediyor. Bu süreci engelleyecek makro bir beklenti var mı? Sadece ABD’deki mali uçurum. O konuda da olumlu olduğumuzu her fırsatta belirttik. Bakalım son gelişmeler neymiş? Boehner “Yıl sonundan önce bütçede anlaşacağımız konusunda iyimserim” demiş. Obama da Cumhuriyetçiler'in en varlıklı Amerikalılar'ın vergilerinin artırılması talebini kabul edeceğinden eminmiş. İki EMİN varken, piyasalar da çeşitli ödünlerle uçurumun kıyısından dönülür’e oynamakta çekince görmüyor.
Yurtiçinde cari açık gerilemeye devam ederken, önceki gün açıklanan sanayi üretim verisi için TCMB Başkanı Sayın Başçı “ performans düşüşünün nedeni bayram tatili ve çalışılan gün etkisi olduğunu, Kasım ayında tam tersi bir performans görüleceğini ve çift haneli artma ihtimali bile olduğunu söyleyerek “ dünkü günlük bültenimizde belirttiklerimize destek veriyordu. Büyüme verisinin beklentilerin altında kalmasının ardından faiz indirim beklentilerine yönelik de “ politika ve gecelik faizde ölçülü bir indirimin yeterli olacağını” belirtirken, bu indirimin reel efektif kurdaki artışın önüne geçebileceğini kaydederek yine piyasalara umut ışığı saçmaya devam ediyordu.
Sabah saatlerinde gelen Japonya’daki makina siparişleri de ana muhalefet lideri Abe'nin daha fazla parasal genişleme yapacağını vaat etmesinin de etkisiyle 3 aydır ilk kez artış kaydetti, bu da 2013’de Japonya pozitif büyüme verisine geçebilir beklentisini doğurmakta.
Bugünün ana gündemi tabii ki FED toplantısı, Bernanke’nin aylık 40 milyar dolarlık mortgage alımlarına 45 milyar dolarlık hazine tahvili ek yapması bekleniyor. Bu adımla FED’in bilançosu da 4 trilyon dolara yükselmiş olacak.
Bugün diğer bir açıklama da OPEC’ten gelecek. Kota değiştirmesi beklenmiyor ama S.Arabistan'ın üretimini 1 yılın en düşüğüne çekmesi petrolü hafif de olsa yükselmesine neden oluyor.
Euro bölgesi sanayii üretimi ve İspanya ile İtalya tahvil ihaleleri de izlenecek diğer gelişmeler olacak.
Teknik olarak 76,000 stop-loss seviyemiz ve hedefimiz 77,500 ardından 78,500.

DAX 1 günde 2.000$ kar %50


10.12.2012 tarihli saat 15:30 DAX alış pozisyonumuzla yatırımcı arkadaşlarımız 4.785,38$ yatırdıkları pozisyondan 2.732,94$ kazandılar. 1 günde kazanılan para, ve kazanmaya devam...

Forex eğitimleri için İLETİŞİM formunu doldurun

KÜRESEL EKONOMİ

KÜRESEL EKONOMİ
Dünya ekonomisi ile ilgili son dönemde olumlu ve olumsuz haber ve gelişmelerin artmakta olduğu görülüyor. Bu gelişmelere nasıl baktığınıza bağlı olarak, ilerisi için iyimser veya kötümser olmak mümkün.
Öncelikle olumsuz gelişmeleri sıralarsak: 
1- Önce İMF, sonrasında da OECD Dünya büyüme hızı projeksiyonlarını düşürdü. Bu sene %0.4 oranında daralması beklenen AB’nin 2013’de de eksi büyüme göstermesi bekleniyor (%-0.1). Keza, ABD ve özellikle Japonya’nın büyüme hızlarında da önümüzdeki sene azalma söz konusu (sırasıyla %2.0 ve %0.7). Neticede, 2013’de OECD ülkelerinin tamamında ortalama büyüme hızının sadece %1.4 olması öngörülüyor. 2- Çin’in büyümesi de hız kaybetmeye devam ediyor. 3. çeyrek büyüme hızı %7.4 ve tüm sene tahmini %7.8. Çin bu kadar düşük bir büyüme hızını en son 1999 senesinde yaşamıştı. Her ne kadar Çin Dünya ekonomisinin bir lokomotifi olmaktan daha çok mal tedarik eden bir yük vagonu gibiyse de, büyüme hızının düşmesi ihracat pazarlarının daralmaya devam ettiğini göstermesi açısından önemli.
3- Dünya ekonomilerinin büyüme hızı düşerken, petrol fiyatları, çok büyük ölçüde politik nedenlerle, aşırı yüksek seyretmeye devam ediyor. Bu durum küresel ekonomik canlanma üzerinde önemli bir handikap.
 4- ABD’nin “mali uçurum” probleminin çözümü konusunda henüz net bir somut gelişme ortada yok. Eğer herhangi bir müsbet adım atılmazsa, otomatik olarak devreye girecek olan vergi kesintilerinin ve bazı kamu harcamalarının iptali nedeniyle toparlanma sürecinde olan ABD ekonomisinin yeniden bir resesyona sürüklenmesi ihtimali var.
 5- Halen işsizlik oranları 2008 krizi öncesine göre oldukça yüksek seviyelerde. ABD’de kriz öncesinde %4.6 olan işsizlik oranının 2012 sonunda %8 olması bekleniyor. Avrupa bölgesi’nde ise durum çok daha kötü. Bu sene %11.1 olan işsizliğin 2014 yılına kadar daha da artarak %12’ye ulaşması bekleniyor.
6- Avrupa bankacılığının zayıf durumu sürüyor. Birliğin ortak bir bankacılık denetleme otoritesi kurmasının (beklendiği gibi) oldukça sancılı bir süreç olacağı görünüyor. Özellikle ekonomisinde finans sektörünün önemli bir ağırlığı olan ve bu konudaki rekabetçi konumunu kaybetmek istemeyen İngiltere’nin pek çok noktaya muhalif olması olasılığı yüksek. Öte yandan, yapılan son çalışmalar Avrupa bankalarının %5 olarak tesbit edilen basit sermaye oranı’na ulaşabilmeleri için bile 400 milyar euroluk bir sermaye enjeksiyonu gerektiğini ortaya koymakta. 
Bu olumsuz gelişmelere karşı bir dizi olumlu gelişmeyi sıralamak da mümkün:
1- ABD ekonomisinin 2 en önemli probleminde kayda değer müsbet gelişmeler söz konusu. Krizin çıkış noktası olan konut sektöründe gittikçe belirginleşmeye başlayan bir düzelme var. “Mortgage” borçlulukları azalırken ev fiyatları da son 6 aydır yükselme eğilimi içerisinde. Kriz başında %100’e ulaşmış bulunan hanehalkı borçluluk oranları da %80’e gerilemiş durumda.
 2- Her ne kadar Avrupa’nın toparlanması tahmin edilenden daha uzun bir süre alacaksa da, bugüne kadar alınan tedbirler sayesinde herhangi bir felaket senaryosu riski ortadan kalkmış durumda. Öte yandan, artık Almanya bile kriz sırasında mali istikrara fazla ağırlık verilmiş olmasının büyümeyi sekteye uğratan bir hata olduğunu kabul ediyor. Güney ülkeleri ise maliye politikalarında öngörülen hedeflerin gerçekleşme takvimini uzatmalarının (yani, maliye politikasında göreceli esneklik sağlamalarının) ancak AB’de gerçek anlamda “mali birlik”in oluşturulmasıyla mümkün olabileceğini kavramış durumdalar.
 3- Yüksek işgücü maliyetleri nedeniyle rekabetçiliklerini kaybetmiş olan AB ülkelerinde işgücü maliyetlerinin hızla gerilediği görülmekte. (Ör: 2009’da 155 endeks değeri olan Yunanistan’ın işgücü maliyetlerinin 2014’te 123’e gerilemesi bekleniyor.) Bu duruma paralel olarak, son dönemde bu ülkelerin ihracat performansında bir stabilizasyon, hatta bazılarında bir miktar artış bile gözlemlenmekte.
 4- Petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi gerçekten de olumsuz bir tablo. Ancak, daha uzun vadeli projeksiyonlar yapıldığında genelde enerji, özelde de petrol fiyatlarının gerileme olasılığının yüksek olduğu görülüyor. 2020 yılına kadar Irak petrol üretiminin Suudi Arabistan’a yaklaşması ve ABD’nin ise yeni bulduğu “kaya gazı” yatakları sayesinde enerji bakımından kendi kendine yeter bir ülke konumuna gelmesi bekleniyor. Bu arz taraflı gelişmeler karşısında orta vadede petrol fiyatlarının bugünkü yüksek düzeylerini koruması imkansız gibi.
 5- Atlantik’in iki yakasında da ister miktarsal genişleme (QE), ister uzun vadeli refinansman imkanı (LTRO) olarak adlandırılsın, ekonomik şartlar tam iyileşme gösterene kadar merkez bankalarının ultra gevşek para politikalarına devam edecekleri görülüyor. Her ne kadar bugüne kadar beklendiği ölçüde bir ivmelenme yaratmamış olsa da, düşük faiz ortamının daha uzun bir süre devam ettirilecek olmasının bir noktada yatırım ve tüketim harcamalarının artışını sağlaması bekleniyor. Görüldüğü gibi, neresinden baktığınıza bağlı olarak bugün bardağı dolu veya boş olarak görmek mümkün. Şahsen, önümüzdeki dönemlerde giderek olumlu gelişmelerin daha ağır basacağını düşünüyorum. Ancak, Dünya ekonomisinin kriz öncesi 2004-2007 yılları arasında olduğu gibi ortalamada %5 oranında bir büyüme yakalamasını beklemek de büyük bir naiflik olur. Her şey düzelse bile, %3’lerin üzerinde bir büyüme hızını görmek için bile daha çok uzun bir zaman var.

VOB EĞİTİM

Eğitim videosunu izlemek için TIKLA...

TEKNİK ANALİZ

Teknik Analiz sekmesinde ki oyun programı google chrome ' da açılmaktadır. İE de açamayanlar için https://www.google.com/intl/en/chrome/browser/ adresini ziyaret edip google chrome u indirebilirler. Özel ders eğitimleri için başvuran arkadaşlar mail adreslerini yazmayı unutmasınlar.

ODAK GAZETESİ

UZMAN HOCALARIMIZDAN YETKİN ÖZDEMİR AFYON YEREL ODAK GAZETESİNDE,
ALTIN NEDEN DÜŞÜYOR?  ADLI YAZISI İÇİN KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDERİZ.
BAŞARILI YORUMLAR DİLERİZ....


GÜN SONU PİYASALAR


Küresel piyasalarda yeni gün iki gündem ile başladı. Birincisi ABD’de Cumhuriyetçilerin uzlaşma cephesine yaklaşarak vergi artırımlarında hemfikir olduklarını  bildirdikleri ortak bir bildiri imzalamalarıydı. İkinci gündem ise S&P’nin Yunanistan’ın kredi notunu  –başlattığı tahvil geri alım programı nedeniyle- ikinci kez  “tercihli temerrüt” seviyesine indirdi. Geçtiğimiz Şubat ayında da  borç yapılandırma sürecinde aynı şey olmuş, S&P sonra ülkenin notunu yeniden CCC  seviyesine yükseltmişti. Bu nedenle beklentimiz bunun piyasalarda ciddi bir sarsıntıya neden olmaması yönündeydi ki tepki beklentimiz doğrultusundaydı.

Piyasalarda bugün takip edilecek en önemli gelişme ise ECB faiz toplantısıydı, ayrıca Fitch’in uyarısından nasibini alan İngiltere’de faiz kararı bugün  bekleniyordu. İngiltere Merkez Bankası faiz oranlarını değiştirmeyerek %0,50'de, varlık alım programını da değiştirmeyerek 375 milyar sterlinde bıraktı. Avrupa  Merkez Bankası(ECB) da faiz oranlarını değiştirmedi, PPK faiz oranlarının yüzde 0.75 olarak devam etmesi kararı aldı. PPK sonrası Draghi’nin  yaptığı basın  açıklamasının önemli başlıklarına göz atacak olursak; Euro bölgesinde ekonomik zayıflıkların gelecek yıl da devam etmesinin beklendiğini söyledi. Draghi’nin  öngörüsüne göre ekonomide kademeli toparlanma için tarih; 2013 son çeyrek. Ayrıca ECB’nin 2012 GSYH tahminini -0,6/-0,2% aralığından -0,6/-0,4% aralığına  aşağı yönlü revize ettiği de belirtildi. Esas dikkat çeken başlık ise ECB mevduatlarına negatif faiz uygulanmasının müzakere edildiğinin açıklanmasıydı.

İngiltere’de Ekim’de toplam ticaret açığı 3,0 milyar GBP beklentinin üzerinde 3,6 milyar GBP oldu, bunda mal ticaretinin önemli ölçüde etkili olduğunu gördük,  Euro bölgesinde GSYH 2. Tahminine göre de bölgede resesyon devam ediyor, bölge ekonomisinin 3. Çeyrekte beklenildiği gibi %0,1 gerilediği bildirildi. Avrupa  tarafında günün bir diğer önemli verisi ise Almanya fabrika siparişleriydi, Ekim’de siparişler beklentinin üzerinde %3,9’luk bir artış göstererek piyasalara bir  miktar destek olsa da sabahki mali uçurum iyimserliği ile güne yükselişle başlayan Avrupa borsaları’nda bölgedeki resesyona işaret eden GSYH verileri sonrası  değer kazançlarının önemli ölçüde eritildiği görüldü. ECB’nin büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi,  ekonomide toparlanma için Draghi’nin 2013 sonunu işaret etmesi ve ECB mevduatlarına negatif faiz olasılığından bahsedilmesi de risk iştahının daha da geri çekilmesi ile sonuçlandı.

ABD’de bugün veri akışında yalnızca Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları vardı. İşsizlik başvuruları 380.000 artış göstermesi beklenirken beklentinin üzerinde bir  azalma kaydederek 370,000 olarak açıklandı. Ancak piyasalarda yarın açıklanacak Tarım Dışı İstihdam verisi bekleniyor, dün açıklanan ve tarım dışı istihdamın  öncüsü kabul edilen ADP Özel Sektör İstihdamı ABD işgücü piyasasında toparlanmaya dair iyi sinyaller vermemişti.

Yurtiçinde ise bugün TCMB Yılsonu Beklenti anketi açıklandı. Anket sonuçlarına göre; yıl sonu TÜFE beklentisi %7,20’den %6,52’ye düşürülürken, büyüme beklentisi %3,2’de sabit bırakıldı. TÜFE’ye benzer şekilde cari açıkta kademeli toparlanmanın sürdüğüne işaret eden veriler ışığında yıl sonu cari açık beklentisi  de 58,3 milyar dolardan 57,3 milyar dolara indirildi. Bu şekilde, TCMB Beklenti Anketi, ekonomi aktörlerinin (mali ve reel sektör karar alıcı ve  profesyonellerinin) cari açık ve enflasyon beklentilerinde iyileşmeye işaret etmiş oldu.

TCMB Başkanı Erdem Başçı da  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumda, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını koruyup finansal istikrara katkı  yapmak suretiyle büyümeyi desteklediğini, önümüzdeki  aylarda Türkiye'de enflasyonun düşmeye devam etmesi ve büyümenin hız kazanmasının
beklenebileceğini ve bankanın önümüzdeki dönemde de alacağı tedbirlerle finansal istikrara katkı yapmaya devam edeceğini bildirdi.

TCMB 5,5 milyar TL’lik haftalık miktar bazlı repo ihalesi açtı, düne kadar TL’deki değer kazanma sürecinin devamı ile Dolar/TL 1,7850 seviyesini aşamazken, dün  hem euronun güç kaybetmeye başlaması ile EURUSD’de görülen düşüş, hem de politika faizinin de altına inen gösterge tahvil faizinin hafifçe yükselmeye  başlayarak bu seviyeyi aşması sonucu Dolar/TL’de başlayan yükseliş eğiliminin bu sabah da sürdüğünü gözlemledik. Parite 1,7890 seviyesine doğru bir  yükselişle başladıktan sonra 1,79 seviyesini test edip geri çekildi ancak EURUSD’de sert düşüş ile İMKB kapanışına doğru Dolar/TL yeniden 1,79’un üzerindeydi. Yunanistan’ın tahvil alımı ile başlayan euronun değer kazanma süreci  dün İspanya’nın hedefinin altında borçlanması ve sert düşen perakende satışlar güç  kaybettiğinden, parite 1,31’i aşağı yönlü kırmıştı, bu sabah piyasalarda çok etkin olması beklenmeyen Yunanistan’ın not indirimi ve Euro borç krizinin  baskılarının sürüyor olması ile ECB toplantısı öncesi parite bir miktar daha gevşeyerek güne 1,3042’lere dek inerek başladı.  1,3087 seviyesini test ederek  yeniden 1,31’i hedefleyen pariteyi buradan döndüren Euro bölgesinde resesyon oldu. 1,3050’nin üzerinde tutunmaya çalışan parite, ECB’nin 2012 büyüme  tahminlerini indirdiği ve ECB mevduatlarına negatif faiz uygulanmasının toplantıda etraflıca görüşüldüğü açıklanan ECB Başkanı Draghi’nin basın toplantısının  ardından hızlıca gevşemeye başlayarak  1,2977’ye dek geriledi.

EĞİTİM SEMİNERLERİ BAŞLIYOR


İLK EĞİTİMİMİZ ANKARA' da

DÖVİZDE Kİ VOLATİLİTE


TCMB’nin son dönemde sıklıkla vurguladığı kurdaki hareketler, para politikası ve finansal enstrümanların seyri açısından daha da önemli hale gelmiştir. Kurdaki hareketlerin oynaklığını gösteren volatilitenin son dönemde belirgin şekilde gerilediği görülmektedir. Piyasalarda kurda beklenen hareketlerin göstergesi olan USD/TRY’nin gelecek 3 ay için beklenen volatilitesi %6.2’ye gerileyerek rekor düşük seviyesine işaret ederken, volatilitenin bu hareketi piyasalarda tahvil-bono getirilerinin aşağı yönlü hareketini de desteklemektedir. Cari açık veren gelişmekte olan ülkelerin ortalama 3 aylık kur volatilitesi ise %9.3 ile USD/TRY volatilitesinin üzerinde seyretmektedir. 3 aylık gerçekleşen USD/TRY volatilitesi ile 3 ay için beklenen USD/TRY volatilitesinin 3 aylık gecikmeli serisi beraber incelendiğinde, gerçekleşen volatilitedeki hareketlerin önümüzdeki dönem için belirleyici olduğu görülmektedir. Bu durumda gerçekleşen volatilitenin düşük kalmaya devam etmesi önümüzdeki 3 ayki volatilitenin de düşük kalmaya devam edeceğine işaret ederek tahvil-bono piyasasında getirileri destekleyebilir. USD/TRY’nin spot değerinde beklenmedik bir sıçrama görülmedikçe kurdaki volatilite düşük kalmaya devam edecektir. Kurdaki volatilite düşük kaldığı sürece TCMB’nin para politikasını gevşetmeye devam etmesi mümkün görünürken, bu durum getirilerde aşağı yönlü hareketlerin devamını da sağlayabilecektir. Kurdaki hareketlerin oynaklığını gösteren diğer bir gösterge de değişkenlik katsayısıdır. Kurun ve enflasyonun değişkenlik katsayısını birlikte incelediğimizde, birbirine benzer hareketler dikkat çekmektedir. Volatilitenin bir süre daha düşük kalması durumunda enflasyonda da değişkenliğin azalabileceğini ve 2013 yılının Nisan ayına kadar enflasyonun bir atalet göstermesinin mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Nisan ayında düşüşün bir miktar daha belirginleşmesi beklenmekle birlikte esas olarak üçüncü çeyreğin içinde enflasyonun daha belirgin bir gerileme kaydetmesi olası görünmektedir. Ancak son dönemde enflasyon dinamiklerinin detayları önümüzdeki dönem için ipuçları taşıyor

GÖSTERGE TAHVİLİ

Geçtiğimiz hafta gösterge tahvil getirisi tarihinde ilk kez %6.0 seviyesinin altına kadar geriledi. Gösterge tahvil getirisinde görülen bu hareketlerin ardından gösterge tahvil getirisinin nereye kadar gerileyebileceği tartışılmaya başlandı. Bu haftaki çalışmamızda, getirinin kısa vadede nereye kadar gerileyebileceğini belirlemeye çalıştık. Analizimiz mevcut durumda gösterge tahvil getirisinin kısa dönemde gidebileceği aşağı yönlü marjın azaldığına işaret etmektedir. İlk etapta gösterge tahvil getirisinin %5.76 seviyelerine kadar gerileyebileceğini ve bu seviyelerin kısa vadede görebileceğimiz dip seviye olabileceğini düşünüyoruz. Ancak uzun vadede diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının da notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çekeceğine yönelik güven artarsa, enflasyonun da TCMB’nin beklenti patikasına yakınsamaya başlaması durumunda gösterge tahvil getirisi daha düşük seviyelere gerileyebilir. 2012 yılının başında çift haneli seyreden enflasyon rakamlarına ve beraberinde TCMB’nin uyguladığı sıkı para politikasına bağlı olarak gösterge tahvilin bileşik getirisi de çift haneli seviyelerde bulunuyordu. Ancak özellikle büyümede görülen yavaşlama sinyalleri ve enflasyonun yeniden tek haneli seviyelere gerileyeceğine ilişkin beklentiler ile TCMB’nin para politikasını gevşetmesi gösterge tahvilin bileşik getirisinin de yeniden tek haneli seviyelere gerileyerek aşağı yönlü bir eğilim sergilemesine neden oldu. Ekim ayının son haftalarında ve Kasım ayının başında kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in not artırım beklentilerinin artması ile bileşik getiri yeniden bir düşüş trendine girmiştir. Fitch’in notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çekmesi ile beklentilerimize paralel olarak bileşik getiri %6.80 seviyesinin altına hareket etmiştir. Son dönemde ise gerek TCMB’nin para politikasını gevşetmeye devam edeceğine dair söylemleri gerek diğer gelişmekte olan ülkelerin tahvil-bono piyasalarındaki hareketler gerekse Fitch’in ardından diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının da notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çekebileceğine ilişkin beklentiler ile bileşik getiri ilk kez %6.0 seviyelerinin altını gördü. Bu haftaki raporumuzda ard arda rekor düşük seviyelere gerileyen bileşik getirinin aşağı yönlü hareketine devam edip etmeyeceği, etmesi durumunda ise kısa vadede hangi seviyelere kadar gerileyeceği tartışılacaktır. Gösterge tahvil getirisi ile ilişkili olan önemli finansal ve makroekonomik göstergeler, gösterge tahvil getirisinin aşağı yönlü hareketinde sona yaklaşıldığına işaret etmektedir. TCMB yılın ikinci yarısından itibaren ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini aşağı yönlü çekmeye başlamış ve 2 Kasım 2012 tarihi itibarıyla ise %5.75 olan politika faiz oranının altına %5.63 seviyelerine kadar indirmiştir. Gösterge tahvil getirisi ile ağırlıklı ortalama fonlama maliyetlerinin hareketleri birlikte incelendiğinde, zaman zaman ayrışmalar olsa da son dönemde ilişkinin oldukça kuvvetli olduğu görülmektedir. İki gösterge arasındaki ilişki katsayısı da Kasım ayında 0.95 ile yılın en yüksek değerine ulaşarak bu güçlü ilişkiyi teyit etmiştir. Kurda bir aşırı oynaklık olmaması durumunda TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini önce %5.50’lere, sonra da %5.30’lara çekmesini bekliyoruz. TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini aşağı çekmeye devam etmesi bileşik getiride aşağı yönlü hareketleri destekleyebilecektir. Özellikle fonlama maliyetindeki bu hareketler TCMB’nin faiz indirim sinyali olarak algılanarak tahvil-bono piyasasında getiriler üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturmaktadır. Diğer yandan Güne Başlarken Raporumuz ’da da sıklıkla takip ettiğimiz göstergelerden biri olan 2 yıllık gösterge tahvil getirisi ile 2 yıllık ABD Hazine tahvil getirisi farkı tarihi düşük seviyelere gerileyerek, gösterge tahvil getirisinde aşağı yönlü marjın sona erdiğinin bir sinyali olmuştur. Ancak gösterge tahvil getirisi ile 2 yıllık swap oranları arasındaki fark negatif rakamlarda olmasına karşın geçmiş düşük seviyelerinin bir miktar üzerinde hareket etmektedir. Hâlihazırda söz konusu fark -0.87 seviyelerinde seyrederken, 27 Nisan 2011 tarihinde bu farkın -1.51 seviyelerine kadar gerilediği görülmektedir. Bu fark, 2 yıllık swap oranının bulunduğu seviyelerde kalması durumunda, gösterge tahvil getirisinin 0.64 puan daha gerileyerek %5.14 seviyelerine kadar çekilebileceğine işaret etmektedir. Ancak ilk etapta bu farkın ara dip seviye olan ve 5 Temmuz 2012 tarihinde görülen -0.89 seviyesine gerilemesi mümkün görünmektedir. Bu durumda gösterge tahvil getirisinin ilk aşamada %5.76 seviyesine kadar gerilemesi beklenebilir. Piyasalarda beklenmeye devam eden not artırımının 2013 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşmesi durumunda ise gösterge tahvil getirisinin bu seviyelerin altına hareket etmesi mümkün olabilir.

AKALT


2,45 seviyesinden AL sinyali veren özel analiz göstergemiz TUT tavsiyesini hala korumaktadır. Ancak 3,50 seviyesinin üstünde kapanışlar yukarı yönlü hareketliliği destekleyecektir. Enson ki fiyat grafiğine göre oluşmakta olan dik üçgen formasyonuna göre 3,42 ile 3,62 aralığında ki bant sıkışıklığını hangi yöne kırarsa o yöne doğru hareket etmesi beklenmektedir. Aşağı yönde 3.06-10 seviyesi yukarı yönde 3,90 seviyeleri görünmektedir. Üçgen formasyonu tam oluşmasada oluşumu sonucu 3,10 a doğru hareket etmesini bekleyebiliriz. 3,33 ün altında satış baskısı artacaktır.
Akal G. Menkul ve Tekstil, 2012 yılının 9 aylık döneminde 12.34 Milyon TL net kar açıkladı. 2011 yılının ilk 9 ayında 10.4 Milyon TL olan karı yüzde 18.62 arttı. Son 4 yılın 9 aylık dönemlerindeki en yüksek kar rakamı, 2012 yılında gerçekleşti. Piyasa değerlerine baktığımızda son 4 yılın 9 aylık dönemlerindeki en yüksek piyasa değerinin 96.15 Milyon TL olduğunu görüyoruz. Karlılık ve piyasa değeri arasındaki ilişkiye baktığımızda son iki yılın 9 aylık dönemlerinde kar artarken piyasa değerinin yükseldiği gözleniyor. Şirketin son piyasa değeri 143.41 Milyon TL'dir. Şirketin piyasa değeri son 4 yılın 9 aylık dönemlerinde gördüğü en yüksek piyasa değerinin yüzde 49.15 üzerindedir.
Akal G. Menkul ve Tekstil, 2012 yılının 9 aylık verilerine göre yüzde 10.48 oranında bir özvarlık karlılığı ile çalışıyor. Özvarlık karlılığı 2011 yılının 9 aylık döneminde 10.15 seviyesinde idi. Şirketin son bir yılda özvarlık karlılığının artış eğiliminde olduğu gözleniyor. Aktif karlılığına baktığımızda ise 2012 yılının 9 aylık döneminde 2011 yılının 9 aylık dönemine göre artış gösterdiğini görüyoruz. 2011 yılında 7.37 seviyesinde olan aktif karlılığı 9.36 seviyesine çıktı. Varlıkların ve özkaynakların etkin kullanımı aktif karlılığı ve özvarlık karlılığı üzerinde etkilidir. Bu nedenle varlık yapısı incelenirken mutlaka aktif ve özvarlık karlılığındaki gelişim izlenmelidir. Akal G. Menkul ve Tekstil, son bir yılda aktif ve özvarlık karlılığındaki artış ile dikkat çekiyor.
2012 yılının 9 aylık döneminde aktifleri azaldı. Akal G. Menkul ve Tekstil, 2011 yılının 9 aylık döneminde 141.11 Milyon TL olan aktiflerini 2012 yılının 9 aylık döneminde 131.87 Milyon TL'ye düşürdü.Aktif büyümesi yüzde -6.55 oldu. Aynı dönemde sektördeki aktif büyüme oranı yüzde 10.49 olarak gerçekleşti. Hissenin aktif büyüme oranı sektör ortalamasının altında. Akal G. Menkul ve Tekstil, 2012 yılının 9 aylık döneminde 117.7 Milyon TL özsermaye açıkladı.

ALKIM




hisse de ki zirve seviyelerini test etmesi sonucu kar realizasyonu ile düşüşlerin alımlarla karşılanması yatırımcıları şaşırtmaktadır.  Bu tip hisselerde ki hareketlilik dalgalanmadan sonra yukarı yönlü harekete devam etmektedir ama bu yukarı yönlü hareketin sebebi gerçekleşene kadar hareketlilik devam edebilir. Bizim özel analiz yöntemimiz 11,25 ten SAT sinyali vermektedir ve hala güncelliğini korumaktadır. 10.60 ın altında kapanışlar satış baskısını arttıracaktır, ilk etapta 10,20 e doğru hareketlilik görülebilir bu seviyenin altında ise 9,26 desteği görünmektedir. Grafikte ki üçgen sıkışması sonucu sert hareketlilik izlenebilir, bu hafta bu üçgen kırılacaktır. Yukarı yönde 11,20 nin üstünde TUT, 10,60 ın altında SAT sinyali oluşmaktadır.
Alkim Kimya, 2012 yılının 9 aylık döneminde 11.21 Milyon TL net kar açıkladı. 2011 yılının ilk 9 ayında 23.02 Milyon TL olan karı yüzde 51.32 azaldı. Son 4 yılın 9 aylık dönemlerindeki en yüksek kar rakamı, 2011 yılında gerçekleşti. Piyasa değerlerine baktığımızda son 4 yılın 9 aylık dönemlerindeki en yüksek piyasa değerinin 202.75 Milyon TL olduğunu görüyoruz. Karlılık ve piyasa değeri arasındaki ilişkiye baktığımızda son iki yılın 9 aylık dönemlerinde kar azalırken piyasa değerinin yükseldiği gözleniyor. Şirketin son piyasa değeri 267.03 Milyon TL'dir. Şirketin piyasa değeri son 4 yılın 9 aylık dönemlerinde gördüğü en yüksek piyasa değerinin yüzde 31.71 üzerindedir.
Alkim Kimya, 2012 yılının 9 aylık verilerine göre yüzde 7.23 oranında bir özvarlık karlılığı ile çalışıyor. Özvarlık karlılığı 2011 yılının 9 aylık döneminde 14.88 seviyesinde idi. Şirketin son bir yılda özvarlık karlılığının azalış eğiliminde olduğu gözleniyor. Aktif karlılığına baktığımızda ise 2012 yılının 9 aylık döneminde 2011 yılının 9 aylık dönemine göre azalış gösterdiğini görüyoruz. 2011 yılında 9.51 seviyesinde olan aktif karlılığı 4.37 seviyesine indi. Varlıkların ve özkaynakların etkin kullanımı aktif karlılığı ve özvarlık karlılığı üzerinde etkilidir. Bu nedenle varlık yapısı incelenirken mutlaka aktif ve özvarlık karlılığındaki gelişim izlenmelidir. Alkim Kimya, son bir yılda aktif ve özvarlık karlılığındaki azalış ile dikkat çekiyor.
iyat kazanç oranı 31.75 seviyesinde bulunuyor. Sektör ortalamaları ile karşılaştırdığımızda fiyat kazanç oranının 2012 yılının 9 aylık döneminde sektör ortalamasının üstünde olduğu dikkat çekiyor. PD/DD oranı ise sektör ortalaması olan 1.12seviyesinin üzerindedir.
Çarpanların sektör ortalamasının üzerinde seyretmesi hisselerin değerinin sektöre göre pahalı olduğunun işaretidir. Net kar büyümesinin sektör ortalamalarının altında olduğu gözleniyor.

Etiketler