Yatırım Koçu

BORSA EĞİTİMİ

FOREX EĞİTİMİ

TEKNİK ANALİZ EĞİTİMİ

İKİLİ OPSİYON EĞİTİMİ

TEMEL ANALİZ EĞİTİMİ

VOB EĞİTİMİ

www.yatirimkocu.com

bedelsiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bedelsiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KÜRESEL EKONOMİ

KÜRESEL EKONOMİ
Dünya ekonomisi ile ilgili son dönemde olumlu ve olumsuz haber ve gelişmelerin artmakta olduğu görülüyor. Bu gelişmelere nasıl baktığınıza bağlı olarak, ilerisi için iyimser veya kötümser olmak mümkün.
Öncelikle olumsuz gelişmeleri sıralarsak: 
1- Önce İMF, sonrasında da OECD Dünya büyüme hızı projeksiyonlarını düşürdü. Bu sene %0.4 oranında daralması beklenen AB’nin 2013’de de eksi büyüme göstermesi bekleniyor (%-0.1). Keza, ABD ve özellikle Japonya’nın büyüme hızlarında da önümüzdeki sene azalma söz konusu (sırasıyla %2.0 ve %0.7). Neticede, 2013’de OECD ülkelerinin tamamında ortalama büyüme hızının sadece %1.4 olması öngörülüyor. 2- Çin’in büyümesi de hız kaybetmeye devam ediyor. 3. çeyrek büyüme hızı %7.4 ve tüm sene tahmini %7.8. Çin bu kadar düşük bir büyüme hızını en son 1999 senesinde yaşamıştı. Her ne kadar Çin Dünya ekonomisinin bir lokomotifi olmaktan daha çok mal tedarik eden bir yük vagonu gibiyse de, büyüme hızının düşmesi ihracat pazarlarının daralmaya devam ettiğini göstermesi açısından önemli.
3- Dünya ekonomilerinin büyüme hızı düşerken, petrol fiyatları, çok büyük ölçüde politik nedenlerle, aşırı yüksek seyretmeye devam ediyor. Bu durum küresel ekonomik canlanma üzerinde önemli bir handikap.
 4- ABD’nin “mali uçurum” probleminin çözümü konusunda henüz net bir somut gelişme ortada yok. Eğer herhangi bir müsbet adım atılmazsa, otomatik olarak devreye girecek olan vergi kesintilerinin ve bazı kamu harcamalarının iptali nedeniyle toparlanma sürecinde olan ABD ekonomisinin yeniden bir resesyona sürüklenmesi ihtimali var.
 5- Halen işsizlik oranları 2008 krizi öncesine göre oldukça yüksek seviyelerde. ABD’de kriz öncesinde %4.6 olan işsizlik oranının 2012 sonunda %8 olması bekleniyor. Avrupa bölgesi’nde ise durum çok daha kötü. Bu sene %11.1 olan işsizliğin 2014 yılına kadar daha da artarak %12’ye ulaşması bekleniyor.
6- Avrupa bankacılığının zayıf durumu sürüyor. Birliğin ortak bir bankacılık denetleme otoritesi kurmasının (beklendiği gibi) oldukça sancılı bir süreç olacağı görünüyor. Özellikle ekonomisinde finans sektörünün önemli bir ağırlığı olan ve bu konudaki rekabetçi konumunu kaybetmek istemeyen İngiltere’nin pek çok noktaya muhalif olması olasılığı yüksek. Öte yandan, yapılan son çalışmalar Avrupa bankalarının %5 olarak tesbit edilen basit sermaye oranı’na ulaşabilmeleri için bile 400 milyar euroluk bir sermaye enjeksiyonu gerektiğini ortaya koymakta. 
Bu olumsuz gelişmelere karşı bir dizi olumlu gelişmeyi sıralamak da mümkün:
1- ABD ekonomisinin 2 en önemli probleminde kayda değer müsbet gelişmeler söz konusu. Krizin çıkış noktası olan konut sektöründe gittikçe belirginleşmeye başlayan bir düzelme var. “Mortgage” borçlulukları azalırken ev fiyatları da son 6 aydır yükselme eğilimi içerisinde. Kriz başında %100’e ulaşmış bulunan hanehalkı borçluluk oranları da %80’e gerilemiş durumda.
 2- Her ne kadar Avrupa’nın toparlanması tahmin edilenden daha uzun bir süre alacaksa da, bugüne kadar alınan tedbirler sayesinde herhangi bir felaket senaryosu riski ortadan kalkmış durumda. Öte yandan, artık Almanya bile kriz sırasında mali istikrara fazla ağırlık verilmiş olmasının büyümeyi sekteye uğratan bir hata olduğunu kabul ediyor. Güney ülkeleri ise maliye politikalarında öngörülen hedeflerin gerçekleşme takvimini uzatmalarının (yani, maliye politikasında göreceli esneklik sağlamalarının) ancak AB’de gerçek anlamda “mali birlik”in oluşturulmasıyla mümkün olabileceğini kavramış durumdalar.
 3- Yüksek işgücü maliyetleri nedeniyle rekabetçiliklerini kaybetmiş olan AB ülkelerinde işgücü maliyetlerinin hızla gerilediği görülmekte. (Ör: 2009’da 155 endeks değeri olan Yunanistan’ın işgücü maliyetlerinin 2014’te 123’e gerilemesi bekleniyor.) Bu duruma paralel olarak, son dönemde bu ülkelerin ihracat performansında bir stabilizasyon, hatta bazılarında bir miktar artış bile gözlemlenmekte.
 4- Petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi gerçekten de olumsuz bir tablo. Ancak, daha uzun vadeli projeksiyonlar yapıldığında genelde enerji, özelde de petrol fiyatlarının gerileme olasılığının yüksek olduğu görülüyor. 2020 yılına kadar Irak petrol üretiminin Suudi Arabistan’a yaklaşması ve ABD’nin ise yeni bulduğu “kaya gazı” yatakları sayesinde enerji bakımından kendi kendine yeter bir ülke konumuna gelmesi bekleniyor. Bu arz taraflı gelişmeler karşısında orta vadede petrol fiyatlarının bugünkü yüksek düzeylerini koruması imkansız gibi.
 5- Atlantik’in iki yakasında da ister miktarsal genişleme (QE), ister uzun vadeli refinansman imkanı (LTRO) olarak adlandırılsın, ekonomik şartlar tam iyileşme gösterene kadar merkez bankalarının ultra gevşek para politikalarına devam edecekleri görülüyor. Her ne kadar bugüne kadar beklendiği ölçüde bir ivmelenme yaratmamış olsa da, düşük faiz ortamının daha uzun bir süre devam ettirilecek olmasının bir noktada yatırım ve tüketim harcamalarının artışını sağlaması bekleniyor. Görüldüğü gibi, neresinden baktığınıza bağlı olarak bugün bardağı dolu veya boş olarak görmek mümkün. Şahsen, önümüzdeki dönemlerde giderek olumlu gelişmelerin daha ağır basacağını düşünüyorum. Ancak, Dünya ekonomisinin kriz öncesi 2004-2007 yılları arasında olduğu gibi ortalamada %5 oranında bir büyüme yakalamasını beklemek de büyük bir naiflik olur. Her şey düzelse bile, %3’lerin üzerinde bir büyüme hızını görmek için bile daha çok uzun bir zaman var.

GÜN SONU PİYASALAR


Küresel piyasalarda yeni gün iki gündem ile başladı. Birincisi ABD’de Cumhuriyetçilerin uzlaşma cephesine yaklaşarak vergi artırımlarında hemfikir olduklarını  bildirdikleri ortak bir bildiri imzalamalarıydı. İkinci gündem ise S&P’nin Yunanistan’ın kredi notunu  –başlattığı tahvil geri alım programı nedeniyle- ikinci kez  “tercihli temerrüt” seviyesine indirdi. Geçtiğimiz Şubat ayında da  borç yapılandırma sürecinde aynı şey olmuş, S&P sonra ülkenin notunu yeniden CCC  seviyesine yükseltmişti. Bu nedenle beklentimiz bunun piyasalarda ciddi bir sarsıntıya neden olmaması yönündeydi ki tepki beklentimiz doğrultusundaydı.

Piyasalarda bugün takip edilecek en önemli gelişme ise ECB faiz toplantısıydı, ayrıca Fitch’in uyarısından nasibini alan İngiltere’de faiz kararı bugün  bekleniyordu. İngiltere Merkez Bankası faiz oranlarını değiştirmeyerek %0,50'de, varlık alım programını da değiştirmeyerek 375 milyar sterlinde bıraktı. Avrupa  Merkez Bankası(ECB) da faiz oranlarını değiştirmedi, PPK faiz oranlarının yüzde 0.75 olarak devam etmesi kararı aldı. PPK sonrası Draghi’nin  yaptığı basın  açıklamasının önemli başlıklarına göz atacak olursak; Euro bölgesinde ekonomik zayıflıkların gelecek yıl da devam etmesinin beklendiğini söyledi. Draghi’nin  öngörüsüne göre ekonomide kademeli toparlanma için tarih; 2013 son çeyrek. Ayrıca ECB’nin 2012 GSYH tahminini -0,6/-0,2% aralığından -0,6/-0,4% aralığına  aşağı yönlü revize ettiği de belirtildi. Esas dikkat çeken başlık ise ECB mevduatlarına negatif faiz uygulanmasının müzakere edildiğinin açıklanmasıydı.

İngiltere’de Ekim’de toplam ticaret açığı 3,0 milyar GBP beklentinin üzerinde 3,6 milyar GBP oldu, bunda mal ticaretinin önemli ölçüde etkili olduğunu gördük,  Euro bölgesinde GSYH 2. Tahminine göre de bölgede resesyon devam ediyor, bölge ekonomisinin 3. Çeyrekte beklenildiği gibi %0,1 gerilediği bildirildi. Avrupa  tarafında günün bir diğer önemli verisi ise Almanya fabrika siparişleriydi, Ekim’de siparişler beklentinin üzerinde %3,9’luk bir artış göstererek piyasalara bir  miktar destek olsa da sabahki mali uçurum iyimserliği ile güne yükselişle başlayan Avrupa borsaları’nda bölgedeki resesyona işaret eden GSYH verileri sonrası  değer kazançlarının önemli ölçüde eritildiği görüldü. ECB’nin büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi,  ekonomide toparlanma için Draghi’nin 2013 sonunu işaret etmesi ve ECB mevduatlarına negatif faiz olasılığından bahsedilmesi de risk iştahının daha da geri çekilmesi ile sonuçlandı.

ABD’de bugün veri akışında yalnızca Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları vardı. İşsizlik başvuruları 380.000 artış göstermesi beklenirken beklentinin üzerinde bir  azalma kaydederek 370,000 olarak açıklandı. Ancak piyasalarda yarın açıklanacak Tarım Dışı İstihdam verisi bekleniyor, dün açıklanan ve tarım dışı istihdamın  öncüsü kabul edilen ADP Özel Sektör İstihdamı ABD işgücü piyasasında toparlanmaya dair iyi sinyaller vermemişti.

Yurtiçinde ise bugün TCMB Yılsonu Beklenti anketi açıklandı. Anket sonuçlarına göre; yıl sonu TÜFE beklentisi %7,20’den %6,52’ye düşürülürken, büyüme beklentisi %3,2’de sabit bırakıldı. TÜFE’ye benzer şekilde cari açıkta kademeli toparlanmanın sürdüğüne işaret eden veriler ışığında yıl sonu cari açık beklentisi  de 58,3 milyar dolardan 57,3 milyar dolara indirildi. Bu şekilde, TCMB Beklenti Anketi, ekonomi aktörlerinin (mali ve reel sektör karar alıcı ve  profesyonellerinin) cari açık ve enflasyon beklentilerinde iyileşmeye işaret etmiş oldu.

TCMB Başkanı Erdem Başçı da  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumda, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını koruyup finansal istikrara katkı  yapmak suretiyle büyümeyi desteklediğini, önümüzdeki  aylarda Türkiye'de enflasyonun düşmeye devam etmesi ve büyümenin hız kazanmasının
beklenebileceğini ve bankanın önümüzdeki dönemde de alacağı tedbirlerle finansal istikrara katkı yapmaya devam edeceğini bildirdi.

TCMB 5,5 milyar TL’lik haftalık miktar bazlı repo ihalesi açtı, düne kadar TL’deki değer kazanma sürecinin devamı ile Dolar/TL 1,7850 seviyesini aşamazken, dün  hem euronun güç kaybetmeye başlaması ile EURUSD’de görülen düşüş, hem de politika faizinin de altına inen gösterge tahvil faizinin hafifçe yükselmeye  başlayarak bu seviyeyi aşması sonucu Dolar/TL’de başlayan yükseliş eğiliminin bu sabah da sürdüğünü gözlemledik. Parite 1,7890 seviyesine doğru bir  yükselişle başladıktan sonra 1,79 seviyesini test edip geri çekildi ancak EURUSD’de sert düşüş ile İMKB kapanışına doğru Dolar/TL yeniden 1,79’un üzerindeydi. Yunanistan’ın tahvil alımı ile başlayan euronun değer kazanma süreci  dün İspanya’nın hedefinin altında borçlanması ve sert düşen perakende satışlar güç  kaybettiğinden, parite 1,31’i aşağı yönlü kırmıştı, bu sabah piyasalarda çok etkin olması beklenmeyen Yunanistan’ın not indirimi ve Euro borç krizinin  baskılarının sürüyor olması ile ECB toplantısı öncesi parite bir miktar daha gevşeyerek güne 1,3042’lere dek inerek başladı.  1,3087 seviyesini test ederek  yeniden 1,31’i hedefleyen pariteyi buradan döndüren Euro bölgesinde resesyon oldu. 1,3050’nin üzerinde tutunmaya çalışan parite, ECB’nin 2012 büyüme  tahminlerini indirdiği ve ECB mevduatlarına negatif faiz uygulanmasının toplantıda etraflıca görüşüldüğü açıklanan ECB Başkanı Draghi’nin basın toplantısının  ardından hızlıca gevşemeye başlayarak  1,2977’ye dek geriledi.

AKALT


2,45 seviyesinden AL sinyali veren özel analiz göstergemiz TUT tavsiyesini hala korumaktadır. Ancak 3,50 seviyesinin üstünde kapanışlar yukarı yönlü hareketliliği destekleyecektir. Enson ki fiyat grafiğine göre oluşmakta olan dik üçgen formasyonuna göre 3,42 ile 3,62 aralığında ki bant sıkışıklığını hangi yöne kırarsa o yöne doğru hareket etmesi beklenmektedir. Aşağı yönde 3.06-10 seviyesi yukarı yönde 3,90 seviyeleri görünmektedir. Üçgen formasyonu tam oluşmasada oluşumu sonucu 3,10 a doğru hareket etmesini bekleyebiliriz. 3,33 ün altında satış baskısı artacaktır.
Akal G. Menkul ve Tekstil, 2012 yılının 9 aylık döneminde 12.34 Milyon TL net kar açıkladı. 2011 yılının ilk 9 ayında 10.4 Milyon TL olan karı yüzde 18.62 arttı. Son 4 yılın 9 aylık dönemlerindeki en yüksek kar rakamı, 2012 yılında gerçekleşti. Piyasa değerlerine baktığımızda son 4 yılın 9 aylık dönemlerindeki en yüksek piyasa değerinin 96.15 Milyon TL olduğunu görüyoruz. Karlılık ve piyasa değeri arasındaki ilişkiye baktığımızda son iki yılın 9 aylık dönemlerinde kar artarken piyasa değerinin yükseldiği gözleniyor. Şirketin son piyasa değeri 143.41 Milyon TL'dir. Şirketin piyasa değeri son 4 yılın 9 aylık dönemlerinde gördüğü en yüksek piyasa değerinin yüzde 49.15 üzerindedir.
Akal G. Menkul ve Tekstil, 2012 yılının 9 aylık verilerine göre yüzde 10.48 oranında bir özvarlık karlılığı ile çalışıyor. Özvarlık karlılığı 2011 yılının 9 aylık döneminde 10.15 seviyesinde idi. Şirketin son bir yılda özvarlık karlılığının artış eğiliminde olduğu gözleniyor. Aktif karlılığına baktığımızda ise 2012 yılının 9 aylık döneminde 2011 yılının 9 aylık dönemine göre artış gösterdiğini görüyoruz. 2011 yılında 7.37 seviyesinde olan aktif karlılığı 9.36 seviyesine çıktı. Varlıkların ve özkaynakların etkin kullanımı aktif karlılığı ve özvarlık karlılığı üzerinde etkilidir. Bu nedenle varlık yapısı incelenirken mutlaka aktif ve özvarlık karlılığındaki gelişim izlenmelidir. Akal G. Menkul ve Tekstil, son bir yılda aktif ve özvarlık karlılığındaki artış ile dikkat çekiyor.
2012 yılının 9 aylık döneminde aktifleri azaldı. Akal G. Menkul ve Tekstil, 2011 yılının 9 aylık döneminde 141.11 Milyon TL olan aktiflerini 2012 yılının 9 aylık döneminde 131.87 Milyon TL'ye düşürdü.Aktif büyümesi yüzde -6.55 oldu. Aynı dönemde sektördeki aktif büyüme oranı yüzde 10.49 olarak gerçekleşti. Hissenin aktif büyüme oranı sektör ortalamasının altında. Akal G. Menkul ve Tekstil, 2012 yılının 9 aylık döneminde 117.7 Milyon TL özsermaye açıkladı.

KRSAN HİSSE


·         Piyasa Degeri (USD) 22.987.122
·         Ödenmiş Sermaye (TL) 510.000
·         Halka Açıklık Oranı %74,74
·         Fiyat / Kazanç 43,46
·         PD/DD %1,77
Piyasa fiyatı F/K oranının çok üstünde.Geçen yıla oranla karlılık oranını arttırdı. Karsusan Su Ürünleri San., 2012 yılının 9 aylık verilerine göre yüzde 3.97 oranında bir özvarlık karlılığı ile çalışıyor. Özvarlık karlılığı 2011 yılının 9 aylık döneminde - seviyesinde idi. Şirketin son bir yılda özvarlık karlılığının azalış eğiliminde olduğu gözleniyor. Aktif karlılığına baktığımızda ise 2012 yılının 9 aylık döneminde 2011 yılının 9 aylık dönemine göre azalış gösterdiğini görüyoruz. 2011 yılında - seviyesinde olan aktif karlılığı 2.94 seviyesine indi. Varlıkların ve özkaynakların etkin kullanımı aktif karlılığı ve özvarlık karlılığı üzerinde etkilidir. Bu nedenle varlık yapısı incelenirken mutlaka aktif ve özvarlık karlılığındaki gelişim izlenmelidir. Karsusan Su Ürünleri San., son bir yılda ile dikkat çekiyor. 2012 yılının 9 aylık döneminde aktifleri azaldı. Karsusan Su Ürünleri San., 2011 yılının 9 aylık döneminde - TL olan aktiflerini 2012 yılının 9 aylık döneminde 31.33 Milyon TL'ye düşürdü. Aktif büyümesi yüzde - oldu. Aynı dönemde sektördeki aktif büyüme oranı yüzde - olarak gerçekleşti. Hissenin aktif büyüme oranı sektör ortalamasında. Karsusan Su Ürünleri San., 2012 yılının 9 aylık döneminde 23.2 Milyon TL özsermaye açıkladı.

Karsusan bedelsiz sermaye artırımı için SPK’ya başvurdu Karsusan, 510 bin TL olan sermayesini 4.900.000 TL’ye bedelsiz olarak yükseltmek için SPK’ya başvurusu kabul edildi. İç kaynaklardan karşılanacak bedelsiz sermaye artırım tutarı ise 4.390.000 TL. 10 Aralık GK toplantısınan çıkacak karar sonucu hissede hareketlilik görülecektir.

2012 9 aylık kar oranı 920.207 TL. Sermayesini zaten arttırmak zorundaydı. Hisse fiyatının 250TL den halka arz olması sonrası düşüş yaşaması normaldir. Özsermayesi 500.000 TL olan hisse senedinin fiyatının KARTONSAN ile aynı olması sizcede göz alıcı değil mi! Peki %800 bedelsiz arttırımı haberine rağmen fırlamayan hisse senedi dikkat çekmiyor mu? Yüksek fiyattan hisseleri boşaltmaları sizce zaten halka arz oluşunda bir yıkıcı yapısı varken şimdi mi yatırımcısını düşünecek. Son dönemlerde ki şirketlerin arzlarına dikkat ederseniz küçük şirketler yüksekten halka arz olup fiyatları çakılmaktadır.

KISA VADE DE SPEK HAREKETİ

Teknik anlamda incelersek 10 Aralık a kadar hissede hareketlilik devam edecektir, toplantı sonrasın hissede yukarı yönlü hareketin 102, 130, 152 dirençlerine takılacaktır. Özellikle yukarı yönlü spek hareketini 152 e kadar taşıması beklenebilir. Bunu nasıl anlayacağım derseniz hacim ile birlikte tahta değişimini izlemeniz gerekiyor. Kağıdın 60TL fiyat seviyesinde kademeli olarak %10 unu toplayan TSKB nin fiyat adımlar ve MEKSA yatırımını takip etmeniz gerekiyor. Takas işlemlerine baktığınız zaman İŞBANKAsı gözünüze çarpabilir, işte önemli olanda bu İŞ bnk olduğu hisse senetleri tehlikeli olarak görülebilir. Hissede yukarı yönlü hareketin spekli olcağını göz ardı etmeyin. Cuma günkü düşüşüne rağmen hisse senedini toplamaya devam ediyorlar. 89-72 fiyat aralığında ki hareketi 60TL üstünde maliyet eden yatırımcılar için 72TL in altında kapanışlar için pozisyonunun kapatılması gerektiğini gösterir.  Kısa vade de 85 in üstünde ki kapanışlarla pozisyonun 102 e kadar tutulması beklenebilir. 90 ı kıramayacağı da ayrıca dikkat edilmeli.
Orta vade de hisse fiyatı F/K oranın çok üstünde PD/DD fiyatının çok çok üstünde, sermaye arttırımı spek hareketinden sonra hisse senedinde düşüş devam edecektir. Kademeli ve sert düşüşler beklentisi doğrultusunda ilk etapta 40-45 e doğru sert düşüşü görülecektir. Sonrasında hedef fiyatı 3.40TL.

Etiketler