GÖSTERGE TAHVİLİ
Ağustos’ta
küresel risk iştahı genel olarak artmaya devam ederken, ECB’nin Avrupa’da
sorunlu periferi ülkelerinin tahvillerini alıma dönük attığı köprünün ardından
bu ülkelerin 2 yıllık faizleri gevşedi, borsalar yükselmeye devam etti (MSCI
Dünya Endeksi %2 daha yukarıda). ABD’de tarım dışı istihdam verisinin iyi
gelmesi ve ECB’nin EFSF’nin sorunlu ülkelerde tahvil alması halinde alıma
geçebileceğinin sinyalini vererek bir güvenlik duvarı örmesi sayesinde,
Alman/ABD faizleri de riskten kaçınma eğiliminin azalması ile artış gösterdi.
Türk Lirası cinsinden faizler ise ilk etapta bir miktar gevşedikten (gösterge
tahvilin bileşik faizi %7,50’nin altına geldikten) sonra yükselmeye başladı.
Bu
yükselişin altında yatan başlıca nedenler ise şunlar oldu:
1) 22 Haziran’dan 1 Ağustos’a kadar 90
dolardan 105 dolara (%17) yükselen Brent tipi petrol fiyatları, sonraki 12 gün
içinde jeopolitik kaygıların devam etmesi ve arz kaynaklı endişelerle 105
dolardan 115 dolara kadar (%10 daha) yükselerek, enflasyon ve cari açıkla
ilgili endişeleri depreştirdi. Petrol fiyatlarında kısa sürede bu düzeyde bir
ilave artışı öngöremedik.
2) Küresel olarak son 50 yılın en yüksek
kuraklığının yaşanması, gıda fiyatları üzerinde de yukarı yönlü baskı yaratarak
enflasyonist endişelerin canlı kalmasına neden oluyor.
3) Beklentimize paralel, Fed’den acil bir
gevşeme sinyali gelmedi. Buna karşın, Temmuz ayı tarım dışı istihdam verisinin
beklentiden iyi gelmesi ile Eylül’de Fed’in nicel gevşeme adımı atma olasılığı
da azaldı. Güvenli liman olarak addedilen Amerikan ve Alman faizleri 2
Ağustos’tan itibaren yükselişe geçerek teknik olarak alçalan trend
kanallarından çıktılar. Risksiz getiri oranlarındaki bu artış, küresel ölçekte
faiz oranlarına da yukarı yönlü baskı yaptı. Gelişmekte olan ülke tahvilleri
içinde ABD tahvil faizlerine olan duyarlılığı (beta’sı) açısından Türkiye’nin
en öne çıkan ülke olduğu gözleniyor.
4) 7 Ağustos’ta gösterge tahvilin yeniden
ihracında piyasa itfadan dönen tutarı hazmederken gösterge faiz seviyesinde bir
miktar artış yaşandı.
5) Türk tahvillerinde yabancı
pozisyonlarının %25 ile tarihi zirvesine ulaşmış olması, son iki aydaki güçlü
performans sonrası kısa vadeli kâr satışlarına da uygun bir zemin hazırlamıştı.
Petrol fiyatında durmayan artış, kâr satışlarını tetikleyen katalizör oldu.
Türkiye’nin
makro temel göstergeleri ile ilgili iyimserliğimizi koruyoruz. Başta ECB olmak
üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının daha atacakları gevşeme adımı marjları
olduğu yönündeki görüşümüzde de değişiklik yok. Buna paralel, TCMB’nin dördüncü
çeyrekte enflasyonun seyrinin desteklemesiyle bir nebze daha gevşek bir duruşa
geçebileceği öngörümüz de sürüyor. Bu nedenle gösterge tahvilin faizinde daha
fazla gevşeme marjı olduğu yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Bununla ilgili
piyasada takip edilmesi gereken en önemli göstergeler ise petrol fiyatlarının
(ve buna paralel sepet kurun) seyri ile ABD tahvil faizlerinin seyri olacak.